semra @ sivildusunce.com
Demokratik açılım ile başlayıp Çözüm Sürecine evrilen ateşkes ortamı halkımızın barışa dair umutlarını daha da güçlendirmiş idi. Lakin, PKK’nın her seferinde barış sürecini bozması ve çatışmayı yeniden ve daha şiddetli bir şekilde başlatması ile hem Kürt halkının hem de Türkiye’nin tamamının bu yöndeki umudunu zayıflattı.

Şu anda Kürt halkı umudunu yalnızca kaybetmekle kalmadı, canını kurtarmanın da derdine düştü. Hendek terörü nedeniyle  evini, otağını, ocağını, toprağını bırakarak, boynuna mukaddes Kur'an'ı takarak, çoluğunu çocuğunu daha güvenli yerlere götürmek için tam manasıyla seferberlik başlattı. Gelinen noktada Kürt halkı artık tarafgir de değil.
Kürt halkının başına yıllardır tebelleş olan PKK, son tahlilde Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun önemli sorunu haline gelmiştir. PKK, Kürt meselesinin doğurduğu ancak Kürt meselesinden tamamen bağımsız bir halde, tam anlamıyla bir vakaya dönüşmüştür.

Tarihi veriler ve gerçekler ışığında, 2004’ten bu yana AK Parti Hükümeti'nin yaptığı demokratik paketlere ve PKK’nın süreci nasıl baltaladığını yıllara göre inceleyelim:

2004Zana ve arkadaşları 10 yılı aşkın bir süredir hükümlü olarak bulundukları Ulucanlar Cezaevi’nden salıverildi. Selim Sadak, kendisine mikrofon uzatan gazetecilere, “kalıcı barış için, Türkiye'yi güzelleştirmek için, çağdaş medeniyet seviyesine çıkarmak için var güçleriyle çalışacaklarını” söyledi.Ahmet Necdet Sezer tarafından reddedilen ‘’yerel yönetimler reformu’’ çıkarıldı.O yıl içerisinde çıkarılan ceza ve ceza muhakemeleri kanunu başta olmak üzere AB uyum paketleriyle çok önemli adımlar atıldı.PKK’nın Nisan ayında kongre yaptıGenel Kurmaya ait bir helikopter -hala şaibesini koruyor- Bingöl’de düştü.PKK Mayıs ayında çatışmayı başlattı.200617 Mayıs 2006’da Alparslan Arslan adlı saldırgan Danıştay 2. Dairesi’ne saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda M.Yücel Özbilgin yaşamını yitirdi, 4 üye ise yaralandı.Danıştay saldırısının olduğu konjoktürde şehit cenazeleri camilerden kalkarken askeri lojmanlardan doldurulan otobüsler cami bahçesinde ‘’bakan istifa, başbakan istifa’’ diyerek slogan attılar: "Hükümet istifa, Susma sustukça vatan elden gidiyor, Katil Başbakan, Katil iktidar, Katiller dışarı, AKP dışarı, Tayyip istifa, Şehidimiz burada, Hain katiller, Amerikan imamı satamasın vatanı, Tayyip türbanı al başına çal, Millet burada Tayyip nerede, Laiklik düşmanı Meclis Başkanı, Mollalar İran’a, Yargıya uzanan eller kırılsın, Katil Hükümet, Katil AKP, Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti, Yaşasın asker, Mollalar İran’a"Bu tarihe kadar 4 darbe girişimi başarısız kalmış, PKK’nın terörü devreye konularak yreni bir darbe zemini oluşturulup oluşturulamayacağına çalışılmıştır2007Yeni meclis kurulduktan ve meclis henüz kapalıyken Dağlıca-Aktütün saldırıları gerçekleşti.Referandum oylamasının yapılacağı gece, tamamen kurgusal bir şekilde PKK terörü yeniden şiddetleniyor2008Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaparak AK Parti’yi kapatma davası açtı, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 siyasetçinin 5 yıl süreyle siyasetten uzaklaştırılmasını istedi.2009Sert ve kavgalı bir seçim gerçekleştiKürt meselesinin çözümüne odaklı Demokratik Açılım yapıldıSeçimlerden sonra Reşadiye baskını-Silvan-Hatay olayları oldu.AK Parti yeni bir anayasanın hazırlıklarına başlıyor.PKK yeniden boykot kararı alıyorAK Parti -PKK’nın boykot kararına rağmen- Kürtleri ilgilendiren 30’u aşkın madde kabul ediliyor. 
2011PKK, Temmuz ayında ‘’devrimci halk savaşı’’ ilan etti.2012Açlık grevi ve baskılarla süreç devam ediyorken, Çözüm Süreci devreye konularak yeni silahsızlanma dönemi başlıyor.PKK’nın Mayıs ayında başlatarak Eylül ayında sonlandıracağını söylediği silahsızlanma dönemini Mayıs ayında bozdu.AK Parti Hükümeti Eylül ayında Türkiye tarihinin en büyük 63 maddelik demokratikleşme paketini açıkladı. Pakette: TSK iç hizmetler, Askeri Okullar, Siyasi Partiler Kanunu, Etnik ayrımcılık algısı yaratan hükümlerin ayıklanması, Kişisel verilerin korunması…gibi2015Büyük bir baskı altında genel seçimler yapıldı, AK Parti 1. Parti olduğu halde hükümet kurulamadı.Çözüm Süreciyle ilgili maddeler ‘’düştü-düşmedi’’ diye konuşurken, HDP’nin daha en başta kapılarını kapatarak koalisyona yaklaşmaması ve ‘’halk bizi muhalefette görmek istiyor’’ demesi, CHP ve MHP’nin olasılıksız talepleri nedeniyle siyasi partiler arasında anlaşma sağlanamadı ve koalisyon hükümeti kurulamadı.Hükümet boşluğundan istifade eden PKK, saldırılarına devam etti.AK Parti 1 Kasım seçim bildirgesinde, Avrupa’nın yerel yönetimler özerklik şartının da yer aldığı yeni anayasayı, anayasalcılığı,  ve çoğulculuğu içine alan geniş kapsamlı bir seçim bildirgesi ve hükümet programı açıkladı.71 Kasım’da genel seçim gerçekleşti. Halk, tüm baskı ve dayatmalara rağmen sandığa gitti ve AK Parti yeniden tek başına iktidar oldu…***

Tarihsel verilere bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Kürt halkının talep ve beklentilerini karşılayacak çok sayıda olumlu adım atan AK Parti Hükümeti'nin karşısına PKK terör örgütü çıkmıştır. Kürt halkının talep ve beklentilerinin tamamı PKK’nın saldırıları ve sözünü tutmaması, hükümeti ve halkı oyalaması neticesinde hüsranla sonuçlandı.

Şu anda Güneydoğu’da hakim olan çatışma ortamı şimdiye kadar Kürt halkının ve devletin alışık olmadığı bir durum. Son bir yılda, PKK’nın açtığı hendekler nedeniyle çok sayıda sivil vatandaşımız öldü. Bu kadar hendeğin açılmasında, mühimmat ve silah depolanmasında emniyet ve askeriye göz yummasaydı gerçekleşebilir miydi? Uçan kuştan haberdar olan istihbarat biriminin mühimmatın taşınmasından ve hendeklerin kazılmasından bihaber olması olacak şey mi? Bu gerçekler ışığında, devletin içine sızan Paralel Yapı-FETÖ-PKK üçlüsünün birlikte ve organize hareket ettiği gerçeği gün gibi ortada duruyor.

Terör eylemleri bitmezse bölgedeki sivil ölümler daha da artacak. Devlet, çatışmaların gerçekleşeceği sivil yerleşim yerlerini boşaltarak halkın güvenliğini sağlamalı, güvenli yerler tahsis etmeli ve sahip çıkmalı.
***
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bölgede her hafta farklı bir ile giderek halkla buluşması önemli bir gelişmedir. Davutoğlu’nun medeniyetler beşiği olan, kadim şehir Mardin’den start vermesi, sona eren umudun yeniden yeşermesini ve Kürt halkının umudunun yeniden tazelemesine neden oldu. Başbakan Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı ve hayata geçirilmesi planlanan ‘’10 maddelik Master Planı’’ ile önemli adımlar atılmış oldu. Bunlardan en güzel olanı ise batıda çokça duyduğumuz ‘’Kentsel Dönüşüm’’ün ‘’Kentsel İhya’’ ile yer değişmesi çerçevesinde tarihi mekan ve dokunun da baz alınarak onarılmasının çok önemli bir ayrıntı olduğunu düşünüyorum.

Tabii ki, gönül isterdi ki Başbakan Davutoğlu, Kürt halkının beklentisini karşılayacak bir umut ışığı olarak anadilde eğitimi de Master Planı’na almış olsaydı. Halkımız umudunu kaybetmiş değil. AK Parti Hükümeti'nin bu sorunu da çözeceğine bende yürekten inanıyorum. 

Selam ve selametle...

Bir sonraki yazımda; Hendek terörü, Master Planı, Suriye Savaşını yine tarihsel veriler ışığında ele alacağım.