semra @ sivildusunce.com

Kemal Sunal’ın başrolünde rol aldığı Davacı sinema filmini izlemeyeniniz yoktur. Film, komşu iki köylünün hayvan sürüsünün bahçeye girmesi üzerine kavgaya tutuşmasını konu alır. Birbirini sürekli suçlayan komşular soluğu mahkemede alırlar lakin mahkeme uzadıkça uzar ve 7 yıl kadar sürer. Bu süre içerisinde davanın neden açıldığı, kimin haklı olduğu, kimin şikâyetçi olduğu unutulmuş, davadan nasıl vazgeçileceği konuşulur olmuştur.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerini kastederek “ahmak” dediği iddiasıyla (kimin kime neden "ahmak" dediği, aslında kimi ve neyi amaçladığı konusunda kafalar oldukça karışık) açılan davaya yönelik mahkeme kararı dün açıklandı.

İmamoğlu, mahkeme saatine dikkat çekerek saat 4’te tüm İstanbulluları ve 6'lı Masa'nın tüm taraflarını Saraçhane’de toplanmaya davet etti. Bu davete Ankara’dan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ilk yanıt verenlerden biri oldu ve sosyal medya hesabından yaptığı fotoğraflı paylaşımla, “Ankara’dan yola çıktım, Saraçhane’de görüşürüz.” notunu paylaştı.

Mahkeme kararında; Türk Ceza Kanunu (TCK) 53. Madde’nin “Belli haklardan yoksun bırakılmasına” hükmünün yürürlüğe konulmasına ve 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Para cezası, ev hapsi (ki bu olasılıklar dahi çok abartılı) verebilirdi ancak Adam Fawer’in kitabı Olasılıksız’ın attığı zarlardaki gibi en olasılıksız olana karar vererek TCK'nın 53. Maddesi'nde karar kıldı. Tabi mahkeme süreci bitmiş değil; İstinat Mahkemesi ve Yargıtay süreci devam ediyor…

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan da peş peşe açıklamalar yaparak, mahkeme kararının henüz kesinleşmediğini ve hiçbir makam, merci veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini vurguladılar.

Kılıçdaroğlu’na siyasi darbe!

İmamoğlu’nun çağrısıyla birlikte büyükşehir belediyesinin bulunduğu Saraçhane’deki alana insanlar akın ettiler. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başta olmak üzere 6’lı Masa’nın liderleri de sosyal medya hesaplarından peş peşe açıklamalarda bulunarak İmamoğlu’na destek oldular ve mahkeme heyetinin toplum vicdanını rahatlatacak bir karara imza atmaları gerektiğine vurgu yaptılar ve aralarından sadece Meral Akşener, İmamoğlu’nun yanında yer aldı. Akşener böylece 6’lı Masa’nın hakimiyetinin kendisinde olduğunu ilan ederek gövde gösterisi yaptı. Meral Akşener bu tavrıyla Kılıçdaroğlu’na darbe yaptık desek abartmış olmayız. (Akşener, 28 Şubat post-modern darbe gerçekleştirildiğinde Erbakan’a da siyasi darbede bulunmuştu.)

Sabah Almanya’ya giden Kılıçdaroğlu birkaç saat sonra apar topar Türkiye’ye geri dönmek zorunda kaldı. Oysa bugün mahkemenin karar günü olduğunu biliyordu! Canan Kaftancıoğlu'na yönelik mahkeme kararının açıklanmasının ardından peş peşe açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, sözkonusu Ekrem İmamoğlu olunca deyim yerindeyse ülkeyi terk etti. 

Vatandaş ne diyor?

Sosyal medya kullanıcıları da Ekrem İmamoğlu’na yönelik mahkemenin verdiği kararın “siyasi bir işgal” olduğu yönünde binlerce paylaşımda bulundular. Paylaşımlarda; mahkemenin verdiği kararın siyasi ve ideolojik olduğunu, mahkemenin verdiği karar üzerine kurulu siyasi bir beklenti var ise bu beklentinin haksız ve gayri ahlaki olduğu; mahkûmiyet hükmünün üst mahkemede bozulması gerektiği; İmamoğlu’nun belediye başkanı olarak seçildiği andan itibaren tüm popülaritesini kaybettiği halde mahkemenin verdiği kararla birlikte amiyane tabirle “mağduriyet edebiyatı” yapmasına ve cumhurbaşkanlığı adaylığının altın tepside kendisine sunulduğu yönünde çok sayıda görüş ifade edildi. Ekrem İmamoğlu’nun terör, devleti aşağılama ya da yüz kızartıcı bir suçu olmadığı halde mahkeme heyeti tarafından verilen şaibeli olduğunu, istinat mahkemesi tarafından bozulması gerektiği ve ülkede olası bir gerginliğe fırsat verilmemesi yönünde de çok sayıda paylaşımda bulunuldu…

Saraçhane’de miting havası

Saraçhane tıpkı bir miting alanı gibi doldu taştı… Hatırlayacağınız üzere yerel seçimde İmamoğlu’na yönelik AK Parti taraftarlarının “Rum” söylemlerine yönelik Karadeniz’de yaptığı mitinglerde de büyük bir prim yaparak mağdur edildiğini savunarak İstanbul’daki Karadenizli seçmenlerin oyunu aldı.

Kürtler, İmamoğlu'nun çağrısına yanıt vermedi

Tabi İmamoğlu’nun Kürt oylarıyla birlikte büyük bir fark atarak seçildiğini de tekrar hatırlatmak gerekir ancak Saraçhane’deki toplanmaya Kürtlerin katılmadığını, İmamoğlu’nun çağrısına kesin ve net bir dille karşı çıktıklarını vurgulamalıyım zira yerel seçimlerde Kürt oylarını alabilmek için vaat ettiği hiçbir şeyi yerine getirmeyen İmamoğlu, Kürtleri görmezden gelemeye devam ediyor…

CHP, CHP’ye karşı! Kılıçdaroğlu taraftarları ve İmamoğlu taraftarları karşı karşıya

Kimi basın mensupları tarafından CHP için dün çok taraflı bir algı, pr ve reyting çalışması yapıldı; İmamoğlu’nun davasının görülmeye başlandığı saatlerde Almanya’da olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşan gazeteci İsmail Saymaz, Kemal Kılıçdaroğlu, Berlin Havalimanı’nda pasaport kuyruğunda.” notunu düştü. Oysa Kılıçdaroğlu parlamenter olması hasebiyle VİP salonundan geçiş yaparak uçağa binecekti zira kendisinin siyasi pasaportu var. Yoksa yürüyen merdivene ters yönden binen Kılıçdaroğlu bu kez de VİP salona girmesi gerektiğini unuttu mu? Bilmiyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu pasaport sırasında olduğu iddiasıyla verdiği bu fotoğrafla Alman halkına mesaj vermiş olamazdı. Gel gelelim İsmail Saymaz da Kılıçdaroğlu’nun parlamenter pasaportuyla VİP salonundan geçmesi gerektiğini bilmiyor olamaz!

Saraçhane’de İmamoğlu’nun hemen yanında Akşener, Canan Kaftancıoğlu yer aldı lakin Kılıçdaroğlu yoktu! Oysa İmamoğlu’nun yanında olması gereken kişi Kemal Kılıçdaroğlu olmalıydı ancak yoktu! Kılıçdaroğlu, miting havasında geçen Saraçhane buluşmasının ardından yurda döndü.

Kemal Kılıçdaroğlu, özel uçakla (kime ait?) ülkeye dönmeden önce Berlin’den yaptığı açıklamada, mahkeme kararına ilişkin yaptığı açıklamada, “Beraat dışında verilecek her karar saray talimatının ve kumpasın itirafı olacaktır” dedi. Saray, kendi aleyhine sonuç verebilecek bir karara neden imza atsın?! Gel gelelim geçmişte AK Parti’nin kapatılmasına ve Erdoğan’ın siyasi yasaklı olması ile ilgili davalar açılmışken, aynı tarafın mağdurları bu kez başka siyasiler için böyle bir kararın alınmasını ister mi? Türkiye’ye dönen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ile buluşmasında, “16 milyon insana hizmet etmeye devam et. 16 milyon insan seni kucaklıyor” açıklamasıyla aslında “otur oturduğun yerde; cumhurbaşkanı adayı ben olacağım” mesajı verdi.

İmamoğlu ve Akşener’in mahkeme kararını kutlama şöleni

İmamoğlu mahkeme sürecini kendi lehine çevirerek gövde gösterisine çevirdi ve mahkeme heyeti de verdiği bu kararla İmamoğlu’nun 6’lı Masa’nın adayı olması için altın tepside büyük bir fırsat sunmuş oldu. Mahkeme, İmamoğlu’nun 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için mağdur rolü biçti. Ekrem İmamoğlu ve Meral Akşener, sanki mahkeme kararını kutluyorlarmışcasına birbirlerine sımsıkı bir şekilde uzun uzun sarılarak sevinç pozları verdiler. Deyim yerindeyse mahkemenin verdiği kararı kutladılar!

2023’te yapılması planlanan genel seçimler için 6’lı Masa halen daha cumhurbaşkanı adayını açıklamamışken İmamoğlu’nun mahkeme kararını toplumsal bir mağduriyete çevirerek gövde gösterisine dönüştürmesi; Saraçhane’de yaptığı konuşmada 2023 seçimlerini işaret etmesi ve “Ankara duysun! Her şey çok güzel olacak”, “İstanbul’da başardık, Türkiye’de de başaracağız”, “Benim gibi kolları sıvayacak milyonlar var..”, “Sandıkta pişman edeceğiz”,  “Halkın verdiği yetkiyi bir avuç insan alamaz” yönündeki açıklamaları, adaylığa soyunduğunun en açık bir şekilde ifadesidir.

İmamoğlu’nun yaptığı konuşmaya Akşener’in destek vermesi ve “Bu şarkı burada bitmeyecek” demesi, İmamoğlu ile kucak kucağa pozlar vermesi, her şeye vakıf ve farkında olduğunu göstermesi, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına kesinlikle destek vermediğini ve İmamoğlu’nun adaylığına destek verdiği yönündeki en güçlü mesaj oldu. Ancak Akşener’in unuttuğu bir şey var; Kılıçdaroğlu’nun adaylığını her ne kadar kabul etmese de 6’lı Masa’nın en güçlü partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Son minvalde mahkeme heyeti vermiş oldukları bu kararla İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasına hükmetmiş oldular. Dava süreci henüz bitmiş değil; ola ki süreç en kısa sürede tamamlanarak İmamoğlu’nun siyasi yasaklı olması kesinleşirse, bu durumda Cumhur İttifakı’nın kan kaybetmesine neden olacak zira yerel seçimlerde 13 bin oy farkı ile AK Parti’den yönetimi devralan İmamoğlu yine AK Parti’nin itirazıyla ikinci seçimin gerçekleşmesiyle tepki oylarını da alan İmamoğlu bu kez 800 bin oy farkı ile belediye başkanı oldu ve rüştünü iki kez kanıtlamış oldu.

Mahkeme kararı kime yaradı?

Mahkemenin İmamoğlu’na yönelik verdiği karar siyasi ise bu durum kesinlikle Cumhur İttifakı'nın aleyhinedir!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti kurmayları basın ve medya yolu ile Türkiye’de siyasi yasakların geçmişte kaldığını, mahkemenin verdiği kararın hukuksal ve bağımsız olduğunu ancak bu yanlış karardan dönülmesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulunursa ibre tersine dönecektir. Böylece İmamoğlu’nun lehine çevirdiği mahkeme kararı, AK Parti’nin süreci doğru okumasıyla birlikte siyaseten tersine çevrilecektir. 

AK Parti yönetimi tarafından mahkeme kararına ilişkin güçlü bir kınama henüz yapılmadı.

Ekrem İmamoğlu son yaptığı açıklamada bugünü işaret ederek saat 4'te İstanbulluları yine Saraçhane’de toplanmaya davet ettiğini duyurdu. Saraçhane’deki toplanmalar geçmişteki Cumhuriyet Mitingleri’ne dönüşürse şaşırmayın.

Hülasa Ekrem İmamoğlu hakkında mahkemenin verdiği karar siyasi değil ise kesinlikle toplumu germeye yönelik, sokak olaylarını harekete geçirecek bir nifaktır ve bu yanlıştan dönülmelidir.

Yazı epey uzun oldu... Sabırla okuduğunuz gözlerinize sağlık.

Selam ve selametle...