semra @ sivildusunce.com
Yıllar önce fanatik CHP’li bir komşumuz vardı. AK Partili gördüğünde hasmını görmüş kadar sinirlenir, laf atıp dururdu. AK Parti hakkında basında çıkan her karalama haberi ezber eder, sonra da bütün duyup işittiklerini AK Partililere söver edayla sayardı. Şimdiler bahsini ettiğim komşumuz AK Parti mahalle temsilcisi olmuş. Komşumuza ‘Onca zaman AK Parti ve Başbakan Erdoğan hakkında demediğini koymuyordun, ne oldu da fikrinden ve ata babadan partin olan CHP’den ayrıldın?’’diye sordum, yanıtı dikkat çekici idi ‘’yıllarca oyumuzu CHP’ye verdik, Cumhuriyet’imizin partisidir bizimdir diye inandık, gel gör ki gerçek yüzü hiçte öyle değilmiş, halkı aşağılayan, başörtüsüyle dalga geçen, üstten bakan ve bizim olmayan bir partiymiş, oysa ki AK Parti ve Başbakan Erdoğan herkesin yanında, halkın partisi ve halkın adamı. Suriyeli mültecilere kapısını açan ve dünyaya meydan okuyan bir lider dururken CHP gibi yalan siyaset izleyen ve hiç iktidar olamamış bir partide kamaya devam edemezdim…’’
***
AK Parti seçmenine ‘bidon kafalı, gerici, karnını kaşıyan.. vb’’ türünden aşağılamalarla yakıştırmalar yapanlar yeni aforizmalar üretmeye başladılar. Amiyane tabiriyle ‘kuyrukları her sıkıştığında’’ halkı aşağılamaktan geri durmayanların başında da hem Dersimli bir Kürt olduğunu zamanın asimilasyon çemberinde unutmuş hem de Dersim katliamının baş müsebbibi olan CHP’de genel müdürlükten sıyrılamayıp genel başkanlığa terfi edemeyen Kılıçdaroğlu geliyor.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’a oy verecek halka ‘Milletin anasını belleyenlerin adayı demek lazım’ diyerek sözde işadamlarına iğne batırmaya çalışırken bir yanda da halka gözdağı vererek lafı ‘’Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ demeye getiriyor.
***
Kılıdaroğlu devletin kasasını soymayı baba mirası aldı. Baba mirası, zira W.Kılıçdaroğlu Ağrı-Patnos’ta Tapu Sicil Müdürü iken halktan aldığı rüşvetin haddi hesabı yok. Bıyığının bir tarafını burduğunda küçük altın, bıyığının her iki tarafını burduğunda ise büyük altın demek istediğini öğretmiştir halka. O zamanlar şimdiki gibi bolluk berekette yoktur. Devleti yönetenler yetimin hakkını son kuruşuna kadar soyarken, W.Kılıçdaroğlu gibi babalar da fakir fukaranın boğazındaki ekmeği tırnaklarıyla kazıyorlardı.
Bugün Kılıçdaroğlu SSK’yı nasıl soyup soğana çevirdiğini ve nasıl batırdığını, baba mirası olan rüşvet ve devletin parasını çalmayı çabuk unutmuş olacak ki Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’a ‘’ Sen aldığın rüşvetin hesabını vereceksin Recep Tayyip Erdoğan. Nereye giderse gitsin hesabını soracağız’’ demekten imtina dahi etmiyor. Peki biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bir araya gelsek ve baba mirasın olan rüşvet ve yolsuzluğun hesabını istesek ne cevap vereceksin? Patnoslu ve eski CHP’li olan Savcı Sayan yıllardır W.Kılıçdaroğlu’nun Patnos’ta halkı canından bezdirdiği rüşvet ve dolandırıcılığın hesabını sorduğu halde neden hesap vermedin? Babanın kemiklerini sızlatacağını düşünerek aklamaya çalışmadın? Soramazsın zira aynı hırsızlık ve rüşveti sen de yaptın...
***
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kaldı. Üç Cumhurbaşkanı adayı kıyasıya mücadele ediyor. Üç adayın siyasi görüşleri farklı olsa da seçim beyanatları kimi zaman birbiriyle benzerlik gösteriyor. Yıllar önce Kürt gerçeğini söylemeye kimsenin dili varmazken bugün Kürt menşei bir partinin genel başkanı olan Demirtaş aday olabiliyorsa bu 12 yıldır iktidarda olan Başbakan Erdoğan’ın gayretleri sayesindedir. Demirtaş Ağrı’da yaptığı mitingde ‘’Erdoğan ülkeyi bölünmeye götürüyor’’ derken karşımda bir Kılıçdaroğlu’nu bir de Bahçeli’yi görmüş hissine kapıldım. ‘’Sende mi Brütüs?’’ demekten alamadım kendimi…
Siyasetten ve seçimlerden hala bihaber olan Ekmel bey de aynı cümleleri kullanınca aklıma Demirtaş ve Ekmel bey’in aynı seçim konuşmasına çalışmış olabilecekleri geldi. Paralel işler bunlar…
Ekmel bey kendini ifade edemiyor ve O’nun yerine Kılıçdaroğlu ve Bahçeli sözcülük yapıyor. Bahçeli’nin Ekmel bey’e hala ‘Emsalettin’’ demesini saymıyorum bile…  Yıllarca ülkeyi vatan-millet diye diye ayrımcılığa götüren, dini unsurları milliyetçilik sosuyla tatlandıran MHP, Erdoğan’ın yeni seçim reklamını YSK’ya şikayet ederek ‘’ "Ezan sesi, seccade ve dua eden kadın görüntüsü" nedeniyle idin istismar ettiği gerekçesiyle yasaklattı. Ramazan ayında oruç tutmadıkları gerekçesiyle sokak ortasında insanları linç etmeye varan meydan dayağına çeken MHP söz konusu çıkarları olduğunda geçmişini çabuk unutuyor. Başörtülü bir Milletvekili olduğunu da çabuk unuttu. Merhum Alparslan Türkeş’in Bahçeli’yi işaret eden vasiyetini de çabuk unuttu ki bugün MHP genel başkanı koltuğunda oturuyor.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş ve Ekmel bey geçmişlerini çok çabuk unutmuş gözükseler de 10 Ağustos günü sandığa giden herkes tekrar hatırlatmasını bilecek.