cemal @ sivildusunce.com
7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri şimdiden tarihe geçmiştir. Üzerinde çok konuşuldu, daha da konuşulacak. Bu seçimler üzerine tezler yapılacak, kitaplar yazılacak.
Tarih tekerrürden ibarettir derler ama 1 Kasım’ın benzeri tarihimizde yok. Çünkü tarihimizde iki defa üst üste seçim yapıldığı vaki değil.
7 Haziran seçimleri sürpriz olmamıştı. Siyaset bilimciler ve anketçiler sonuçları analiz etmekte aciz kalmadılar. Sebepleri ve sonuçları güzelce izah ettiler…
Ancak 1 Kasım seçimleri herkesi şaşırttı. Siyaset bilimciler ve anketçiler sonuçları analiz etmekten aciz kaldılar. Bir partinin 5 ay gibi kısa bir sürede %10 artırmasını açıklayamadılar…
İtiraf etmem gerekir ki, bir siyaset bilimci olarak ben de Ak Parti’nin bu kadar yükseleceğini tahmin edememiştim. Oy artışı olarak %44-45 bekliyordum, mebus artışı olarak da 20 mebus fazla alır diyordum.
Bu kadar bilim adamı ve anketçi yanıldığına göre, demek ki, olayın bir de metafizik boyutu vardır…
***
Seçimlerin metafizik açıklaması konusunda, yazıp çizen var mı diye baktığımda, üstad Kadir Mısıroğlu dışında kimseye rastlamadım.
Üstad her gelişmeyi, zahiri analize ilaveten, “kader perspektifi” ile de analiz eder.
Kader perspektifi bir ayete dayanır. Cenab-ı Allah, mealen, “biz iktidarı insanlar arasında döndürürüz…” buyurmuştur.
Yani iktidar, gündüz ve gece gibi, bir nöbetleşmeye tabiidir. İktidar yüz yıl önce İslam dünyasından Batı dünyasına geçmişti.
Yüz yıl sonra, şimdi sıra yeniden İslam dünyasına geldi; Müslümanlar yeniden güç ve iktidar sahibi olacaklar.
Şu anda, ilkbahar gibi, bir geçiş mevsimindeyiz. Geçiş mevsiminde, 7 Haziran gibi tökezlemelerin olması doğaldır. Ancak bu tür olaylar geçicidir, iktidarın Müslümanlara geçişi süreci tamamlanacaktır…
Bu genel izahına ilaveten Üstad 7 Haziran’ı özel olarak Uhud’a benzetmişti.
***
Uhud benzetmesi yerinde bir benzetmedir. Uhud öncesi Müslümanlar kendilerine çok güveniyordu. Artık her zorluğu aşacaklarını sanıyorlardı; başarıyı kendilerinden biliyorlardı…
Cenab-ı Allah Müslümanları Uhud ile ikaz etti… Uhud tam bir hezimet değildi, kısmi bir yenilgiydi… Bu ikazı gören Müslümanlar, ikazın gereğini yaptılar ve ilerlemeye devam ettiler…
Uhud’dan sonra, önce Hendek muharebesi kazanıldı, ardından Mekke fethedildi…
***
7 Haziran öncesinde de Ak Parti, gizli-açık bir kibrin içindeydi. Başarıları kendinden biliyordu. “Canım, biz halka hizmet ettik, yol yaptık, köprü yaptık, hastane yaptık…Elbette yine bizi seçecek…”
Bu kendine güven havası içinde, genel merkez, aday belirleme sürecinde kaliteye bakmadı. “Kimi koysak seçilir…” anlayışı içinde gelişigüzel adaylar gösterdi…
Bu kendine güvenme psikolojisi teşkilatlara da hâkim olmuştu. İl teşkilatları seçim sürecinde ciddi bir çalışma içine girmedi.
7 Haziran, Ak Parti’nin suratında şaklayan ilahi bir şamardı… İlahi bir ikazdı…
Allah’tan Ak Parti bu ikazı gördü, kendine çekidüzen verdi, teşkilatları canlandırdı…
Diğer partilerin tersine, aday profilinde büyük değişimlere gitti. Halkın tasvip ettiği kaliteli adaylara yer verdi… Ciddi bir kampanya yürüttü.
Teşkilatlar da ilk günkü aşkla, 2002 ruhuyla çalıştı…
***
7 Haziran sonrasında hükümet teröre karşı ciddi bir mücadeleye başladı. Çözüm sürecindeki “teröristi görmezden gelme” politikasını terketti…
Bir de küçük çaplı bir hendek harbi yaptı. Güneydoğu’da pkk’lıların kazdığı hendekler kapatıldı, hendekleri kazanlar bertaraf edildi…
Yani özetle, Ak Parti 7 Haziran-1 Kasım arası dönemde boş durmadı. Gece gündüz demeden çalıştı. Hem maddi planda hem manevi planda sebebe tevessül etti…
Allah çalışana verir. Çalışan Allah’ın sevgilisidir (El Kasibü habibullah). Ak Parti çalıştı, Allah da karşılığını 1 Kasım’da verdi…
Ak Parti sadece maddi planda çok çalışarak seçimlere hazırlanmadı… Manevi planda da yoğun bir mesai sarf etti… Ağzı dualı tabir edilen insanlar çok çok dualar ettiler…
Hasan Celal Güzel, 1 Kasım başarısı için “Piran Himmeti” diyor. Piran Hazeratı Ak Parti’ye himmet etti…
FETÖ’nün himmeti, Piran’ın himmeti karşısında yer ile yeksan oldu…
***
Bir de meselenin öteki boyutu var. Suyun öteki tarafındaki gelişmeler var…
Diyarbakır’da HDP’li bir belediye, gâvurların bile yapamadığını yaptı: Fransa’da bir karikatür dergisi Peygamber Efendimize (SAV) hakaret eden iğrenç bir karikatür yayınlamıştı… Dünya ayağa kalkmıştı…
Fakat bu hakaret son tahlilde bir karikatür dergisinin sayfaları arasında kalmıştı. HDP’li belediye ise daha ileri gitti; bu iğrenç karikatürü şehrin sokaklarını süsleyen billboardlara yapıştırdı… Dünya âleme ilan etti…
Bu iğrençliği görünce “işte” demiştim, “HDP şimdi baltayı taşa vurdu…”
Allah’ın “habibim” dediği, “Âlemleri senin için yarattım…” dediği bir yüce insana alenen hakaret etmişti HDP…
Bunun gayretullaha dokunacağı ve HDP’nin ağır bir ceza ile cezalandırılacağı kesindi…
Gayretullaha dokunur ne demek? İlahiyatçı Faruk Beşer şöyle açıklıyor: “Bu deyimle, Allah’ın sevmediği, hatta gazabını tahrik eden, cezasının hemen gelmesine sebep olan bir durum anlatılır…“
***
Suyun öteki tarafında bir gelişme daha oldu. 7 Haziran sonrası HDP-PKK mensupları, zafer sarhoşluğu içinde, güçlü oldukları yerlerde özyönetim ilan ettiler… Bir nevi kurtarılmış bölge…
Bu bölgelerde ezanı susturdular. Ezan-ı Muhammedî yerine PKK’nın sosyalist marşlarını çaldılar minarelerden…
İsmet Özel’in ifadesiyle: “Binlerce yılın yabancısı bir ses, yükseldi minarelerden…”
Allah’ın ve Rasulü’nün adını yücelten ezanın susturulması da gayretullaha dokunmuştur…
HDP-PKK bu iki günahının bedelini 1 Kasım’da ödedi… Daha da ödeyecek.. Hesap bitmedi…
***
Daha önce söylediğim gibi HDP, CHP’nin Kürt bölgesindeki simetrisidir…
CHP de vakt-i zamanında, tek partili dönemde, ezanı yasaklatmıştı ve Rasulullah efendimize hakaretler etmişti…
HDP, aynen CHP’nin izinden gidiyor…
Ve aynen CHP’nin çarptırıldığı cezaya çarptırılıyor…
CHP serbest seçimlerin yapıldığı 1950’den bu yana girdiği bütün seçimlere kaybediyor…
HDP de bundan sonra sürekli kaybedecek…
%13’ü bundan sonra ancak rüyasında görecek…
HDP artık çarpılmış bir parti, bundan sonra iflah olmaz…
***
Bir Diyarbakır türküsüyle bitirelim:
Kırklar Dağının düzü/ Karanlık bastı bizi
Kör olasın zalım Suzan/ Ziyaret çarptı bizi
Diyarbakırlılar bu türkünün hikâyesini iyi bilirler…
HDP’liler sorup öğrensinler…


DoçDr.Cemal Fedayi
Kırıkkale Ünv. Siyasal Bilimler Fak.
Bölüm Başkanı