Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi, 19, 20, 21. Dönem Van Milletvekili ve Eski Van Belediyesi Eski Başkanı Fethullah Erbaş, Semra Polat'ın sorularını yanıtladı. AK Parti ile Saadet Partisi'nin ittifak kurabileceğini ancak bu anlaşmanın karşılıklı menfaate dayalı olduğunu belirten Erbaş, Cumhur İttifakı'nın dağılmasının AK Parti ve MHP açısından felaket olacağı değerlendirmesidne bulundu. 

Semra Polat'ın, Fethullah Erbaş ile yaptığı röportaj şu şekilde:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret ederek aslında Saadet Partisi’ne olumlu bir adım attığını gösterdi. AK Parti İstanbul İl Başkanlığına da yine Saadet Partisi’nden ve Milli Görüşçü olan Osman Nuri Kabaktepe atandı. AK Parti ve Saadet Partisi arasında gizli bir ittifak söz konusu mu?

AK Parti ve Saadet Partisi arasında şu ana kadar öyle bir şey yok. Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Oğuzhan Asiltürk’ü bir ziyareti var. Bu ziyaret içerisinde de biz Oğuzhan Asiltürk beye sorduk; ne oldu, ne dedi diye. O da nezaket ziyareti olduğunu ve terörle ilgili olarak bize destek verin dediğini aktardı. O sıralarda da İstanbul’da bazı öğrenci hareketleri vardı. Ona yönelik. Onun dışında bir şey olmadı ama basında çıkan haberler ve daha önce Sayın Cumhurbaşkanı’nın Saadet Partisi hakkındaki (olumsuz) konuşmaları kesildi. Ters bir şey söylemiyorlar artık. Dışarıdan öyle görüntü vermeye çalışıyorlar. Fakat şimdi Tayyip Bey’in düşüncesi de şu; şu andaki Kabaktepe soy isimli eski MGV’de çalışmış, başkanlık yapmış, bizim de partisinin üst düzeyinde çalışan bir arkadaştı. Ayrıldı, Maarif Vakfı'na geçti, yurtdışında çalıştı. Yeni duyduğuma göre AK Parti İstanbul İl Başkanlığına geçmiş. Bu demektir ki Milli Görüşçülere ihtiyacı var Erdoğan’ın. Çünkü 19 yıldır Milli Görüşçülere fazla ihtiyaç yoktu. Şimdi seçimler geliyor, seçimler gelmese de Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki fark hızla kapanıyor. En büyük şok da İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illeri Cumhuriyet Halk Partisi’ne kaptırdı. Bağımsız kamuoyu araştırma kuruluşlarından aldığı bilgilere göre, öyle olmadığını gösteriyor. Millet İttifakını parçalamaya yönelik çalışmaları var. AK Parti ve Sadet Partisi’nin ittifak kurması o günkü şartlara bağlı. İttifak kuralım desek kurulur ama parti içerisinde de sıcak bakmayanlar var. Bir de siyasi partiler eskisi gibi değil. Şöyle düşünülüyor; Millet İttifakı ile ittifakımı bozayım, Cumhur İttifakı’na geçeyim. Kazancım ne olacak? Benim menfaatim ne olacak? Bu mesele ortaya çıkıyor. Menfaat olmadan, dava desek her iki tarafta (ittifak) da bizim davamızı götüren kimse yok. Gönül bağımız yok mu, var. Tercihe bıraksalar Milli Görüş’ün oyları tercih açısından AK Parti’nin oylarının yüzde 50’si Milli Görüş’e ait. Onların dönme ihtimali fazla. Tayyip Bey de bunu görüyor ve bunu almaya çalışıyor. MHP’nin oyları zaten MHP’de kalacak. Eğer bozuşurlarsa o da gelmeyecek ve ittifak bitecek. Milli Görüş’ün oylarını kaybetmemek için atılan adımlar bunlar.

Milli Görüş, Erdoğan’a destek verir mi? Zira Kabaktepe’den çok umutlular. Gençleri AK Parti’ye getireceği umudu var

O düşüncede haksız değiller tabii ki. İnsanlar işsiz, insanlar evlerine ekmek götüremiyor. İşe girmek çok zor… Yetiştirdiğimiz on binlerce genç evladımız var. Anadolu Gençlik’te olsun, partide olsun, bunların hiçbirisi işe giremiyor. Üniversite bitirmiş, doktora yapmış, bunları değerlendirmeleri gerekir. Böyle olursa gençler sel gibi gider. Ama oylarını verirler mi vermezler mi bir şey diyemem.

HDP’nin kapatılması tartışmaları Cumhur İttifakını dağıtır mı?

Cumhur İttifakının dağılması AK Parti ve MHP için felaket olur. MHP zannediyor ki böyle yapmakla oy topluyor ama yanılıyor. Üstelik ittifakı bozduğu için de kimse oy vermez. Ama o ittifak da bozulduğu zaman MHP’nin oyu İYİ Parti’ye kayarsa Tayyip Bey’in de oyu MHP’ye gitmez. Ya bize gelir ya da AK Parti’den ayrılan diğer iki partiye kayar. Bu açıdan her ikisi için de felaket olur.

Erbaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde hayata geçirdiği Çözüm Sürecinin önemine değinen Erbaş, devlet televizyonu olan TRT KÛRDÎ'nin açılmasının büyük bir başarı olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: ''Açılımdan öncesine kadar Kürtçe, Van’da hiç konuşulmuyordu. Şimdi sokakta Kürtçe konuşuluyor. Ben bazen giriyorum kahvelere Türkçe konuşuyorum, oralı olmuyor, ‘’Kurmancî bêje’’ diyor. Yahu kurban olduğum ben Türküm, Türkçe konuşuyorum. Niye inat ediyorsun? Şimdi herkes mecburen Kürtçe öğreniyor. Ben bile öğrendim, ‘’Şekir bîne, nan bîne’’ diyorum. TRT 6 açıldıktan sonra kimse başka kanalı izlememeye başladı. Kendisini az bir şey Kürt hisseden herkes TRT KÛRDÎ’yi açıyor. TRT 1’de ne varsa TRT KÛRDÎ’de de aynısı var. Dil konusunda çok büyük bir aşama kaydedildi ve Türkiye’de Kürtlerin konuştuğu Kürtçe, Ağrı’da, Van’da konuşulduğu zaman şaşırıyorduk. Oysa her ikisi de Kürtçe, birbirini tutmuyordu ama şimdi TRT KÛRDÎ sayesinde değil Irak’takiler bütün Kürtler birbirini anlıyor. Sayın Cumhurbaşkanının Kürtlere kazandırdığı TRT KÛRDÎ büyük bir başarıdır. Çok güçlü bir televizyon kanalı ve izleyicisi de çok fazla.''

 

Sivil Düşünce Haber Portalı

sivildusunce.com