ABB AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Yalçın, Kayaş Caddesi'nde bir çeşmeden su dolduran vatandaşlarla bir araya gelerek basın toplantısı düzenledi. basın açıklamasında bulunan Yalçın, 29 eylülden bu yana Ankara’da suların kesik olduğuna dikkat çekerek "2025'te Türkiye'nin kalbinde yaşanan bu tablo, bir yönetim krizinin en açık göstergesidir." diye konuştu.
Nihat Yalçın, basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Altı Yılda Bir Damla Hizmet Yok: Ankara 30 Yıl Geriye Götürüldü
Bugün burada, Ankara’da günlerdir süren su kesintileri nedeniyle mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın sesine ortak olmak için bulunuyoruz.
Cumhuriyetimizin başkenti Ankara’da, bugün insanlar tankerlerin önünde kuyruklarda su bekliyor.
Evlerine su taşıyabilmek için pet şişelerle, bidonlarla, kovalarla saatlerce sıra bekliyor.
2025 yılında, Türkiye’nin kalbinde yaşanan bu tablo, bir yönetim krizinin en açık göstergesidir.
Göreve geldiklerinde “Su insan hakkıdır”, “Allah’ın suyundan para mı kazanılır?” diyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, bugün bu şehrin insanlarını Allah’ın suyuna muhtaç hale getirmiştir.
Söyledikleriyle yaptıkları arasındaki fark, Ankaralıların her gün yaşadığı çilenin ta kendisidir.
Bugün Ankara’da suya yapılan zam oranı %3024’ü bulmuştur.
Bu, yalnızca bir fiyat artışı değil; vatandaşın yaşamına doğrudan yansıyan bir adaletsizliktir.
Fahiş zamlar, suyu pahalılaştırmış ama muslukları açmamıştır. Ankara’da birçok mahalle artık parasıyla bile suya ulaşamamaktadır.
Belediye yönetimi, yıllardır “kanserli boruları değiştireceğiz” diyerek algı yapmaktadır.
Ancak soruyoruz:
Kaç kilometre boru değiştirildi?
Çekilen krediler nerede kullanıldı?
Altyapı yatırımları için kredi çektiler, “boruları yenileyeceğiz” dediler. Ama ne oldu? O kredilerle yatırım yapmak yerine, parayı bankalarda tutarak faiz geliri elde ettiler.
Vatandaş susuzluktan kırılırken, onlar bütçeyi vitrin projelerde, konserlerde ve reklamlarda harcadılar.
Oysa geçmişte, AK Parti döneminde, olası bir su sıkıntısı yaklaşırken hemen harekete geçilmişti.
Ankara’nın susuz kalmaması için Kızılırmak’tan borular çekilmiş, yeni hatlar kurulmuş, önceden tedbir alınmıştı.
Biz, su kesilmeden çözüm üreten bir belediyecilik anlayışı sergiledik.
Bugün ise kriz yaşanırken bile çözüm üretmeyen bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.
Altı yılda Ankara’ya bir damla bile ek su kaynağı kazandırılamadı. Ne yeni bir hat, ne de kalıcı bir yatırım yapıldı.
Ankara’yı maalesef 30 yıl geriye götürdüler.
Bir zamanlar vizyon projelerle anılan bu şehir, bugün tanker kuyruğunda su bekleyen vatandaşlarla gündeme geliyor.
Bu tablo, sadece bir su kesintisi değil; Ankara’nın itibar kaybıdır.
Her yağmurda göle dönen yollar, çöken asfaltlar, bitmeyen altyapı kazıları…
Ve şimdi de Ankaray metro hattının kapatılmasıyla, vatandaşlarımız ulaşım krizine mahkûm edilmiştir.
Bir yanda su yok, diğer yanda ulaşım yok. Başkentte hem musluk akmıyor, hem raylar işlemiyor!
Üstüne bir de trafik sorunu her geçen gün büyüyor. Ankaralılar, bir damla suya ulaşmak için saatlerce beklerken, işe gitmek için de saatlerce trafikte kalıyor.
Yollar dar, kavşaklar tıkalı, sinyalizasyon sistemi bile çökmüş durumda. Ankara artık hem susuz, hem tıkanmış bir şehir haline getirildi.
Üstelik mevcut sistem işlemez hale gelmişken, Mamak’ta sözde metro temeli attılar.
Açılış törenleri, kameralar, vaatler… Ama o günden bugüne bir kazma daha vurulmadı.
Bu da gösteriyor ki Ankara Büyükşehir Belediyesi, hizmet üretmek yerine algı üretmeyi tercih ediyor. Yani işler yürümüyor ama vitrin hep süslü.
Biz bugün burada, Ankaralı hemşehrilerimizin yanında olmak, bu beceriksizliğe sessiz kalmamak için bulunuyoruz.
Su bir lütuf değil, bir haktır.
Bu hakkı koruyamayan bir yönetim, artık bu şehri yönetme hakkını da kaybetmiştir.
Ankara susuz, belediye sessiz.
Vatandaş tanker kuyruğunda, belediye keyif kuyruğunda!
Biz susmayacağız, çünkü Ankara susuz kalmasın, Ankara tıkanmasın istiyoruz."
Sivil Düşünce