TCMB Eylül Piyasa Katılımcıları Anketi’nde cari yılsonu enflasyon beklentisi %16,74 olmuştur. Kısa dönemli enflasyon beklentilerine baktığımızda; Eylül ayı enflasyonu %1,11, Ekim ayı enflasyonu %1,65 ve Kasım ayı enflasyonu ise %0,95 beklenmektedir. Enflasyon söz konusu aylarda beklentilere paralel bir şekilde artarsa Eylül, Ekim ve Kasım aylarında yıllık enflasyon da sırasıyla %19,41, %18,85 ve %17,29 olarak gerçekleşecektir.

 

Ağustos ayında çok yoğun şekilde gıda fiyatlarından gelen sapma etkisi, manşet enflasyonu %19,25 ile politika faizi üzerine çıkarırken; çekirdek enflasyonda %16,8 seviyesine düşüşü izledik. Temel maliyet unsurlarına eklenen iklim ve çevre koşulları şu anda global enflasyonun da olağan şüphelisi noktasındadır. Bu durumun getirdiği etkiye ek olarak, iç piyasadaki ve üretimdeki güncel koşullar itibariyle kış aylarında yüksek enflasyon baskısı görülebilir. Bu da baz etkisine bağlı düşmesi beklenen enflasyondaki gerilemeyi sınırlayabilir. Küresel arz zinciri, navlun maliyetleri, iklimsel koşullara ek olarak kur ve emtia kaynaklı iç piyasa unsurlarını dikkatle takip edeceğiz. Enflasyona karşı politika sıkılık derecesi, finansal piyasa istikrarı açısından önem teşkil etmektedir.

 

12 ve 24 ay sonrasına ilişkin ortalama enflasyon tahminlerine göre, enflasyonun sırasıyla %12,94 ve %10,71 seviyelerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerinin ortalaması böylece %11,83 olmuştur. 

 

 

Yıllık TÜFE beklentilerindeki gelişmeler… Kaynak: TCMB, Bloomberg

 

Repo ve Ters Repo Pazarı’nda oluşan faiz oranı beklentileri ay sonu için %19’da kalmıştır. Piyasa, Merkez Bankası’nın da politika faizi olan 1 haftalık repo faiz oranını ise cari ay ve 3, 12, 24 ay sonrası beklentileri sırasıyla %19, 18,02, 14,73 ve 12,30 olarak öngörmektedir.

 

Merkez Bankası’nın enflasyona ve küresel para politikası daralmalarına karşı bir faiz artırımı yapmak yerine; büyümeye destek sağlamak amacı ve kontrol dışı kalem etkisini elemine ettiği çekirdek gösterge yaklaşımı ile faiz indirmeye daha yakın olduğunu düşünürüz. Bu kapsamda, erken dönem para politikası gevşemesinin başta TRY istikrarı ve bunun enflasyon yansıması olmak üzere makro dengelerin sağlanmasında zorlayıcı olacağını öngörürüz. 23 Eylül toplantısında Merkez Bankası’ndan faiz indirimi beklememekle beraber, politika açıklamasında Sn. Kavcıoğlu’nun çekirdek enflasyon yaklaşımına uyumlu ifade değişimleri görülebilir. Daha az şahin tandanslı bir Merkez Bankası görüntüsü, 4Ç21’de faiz indirimleri görme olasılığımızı artırmaktadır. Yılsonuna kadar olan toplantılarda kademeli kesintilerle politika faizinin %17,50’ye düşürülebileceğini düşünüyoruz.

 

Büyüme beklentilerinde iyileşme görüyoruz. Bir önceki anket döneminde %6 büyüme şeklinde olan 2021 GSYH beklentisinin %8,2’ye arttığı görülmektedir. 2022 öngörüsü ise Eylül anket döneminde %4,2 büyüme şeklinde oluştu. OVP’de ekonomide bu yıl %9 büyüme sağlanacağı öngörülmekle beraber, sonraki yıllara ilişkin olarak 2022 tahmini %5, 2023 ve sonrası için %5,5 tahminleri oluşturulmuştu. Küresel büyüme bu yıl geçerli olan baz etkisi gelecek yıl olmadığında, küresel arz yavaşlamaları ve üretime yansıma çerçevesinde yavaşlama gösterebilir. Bu yılın genelinde sanayi üretiminde hızlanma, iç ve dış talep olguları, krediye erişim gibi etmenler çerçevesinde %8 üzerinde büyüme gerçekleşeceğini ve tahmin aralığına dair risklerin yukarı yönlü olduğunu düşünürüz.

 

Döviz kuru beklentileri 2021 yılsonu için 8,92 olmuştur. 12 ay sonrasına ilişkin kur beklentilerinin ise 9,56 olduğunu görüyoruz.

Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı