Suriye'de 10 yılı aşkın bir süredir devam eden iç savaş, kendi süreci içerisinde iç savaş olmaktan çıkmış ve binlerce kilometre öteden gelen emperyalist ülkelerin enerji ve kaynak paylaşımı alanına dönüşmüştür. Vekalet savaşları üzerinden yürütülen bu ortamda, terör örgütleri ve çeteler vasıtası ile yerlerinden edilen Suriyeliler aynı şekilde rejim güçleri tarafından da bombalanarak katledilmişlerdir. Canlarını kurtarmak pahasına Akdeniz'i can simitleriyle, yürüyerek geçmeye çalışırken yaşamlarını yitiren binlerce sivilin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Henüz 3 yaşındaki Alan Kûrdi'nin babasıyla birlikte canını kurtarmaya çalıştığı Akdeniz'de boğularak öldüğü görüntüleri tüm dünyada yankı uyandırmış, insanlığın geldiği bu vahim durum karşısındaki çaresizlik hala konu edilmektedir.

Türkiye'ye sınır komşumuz olan Suriye'den kaçan insanların bize sığınmış olması ile birlikte ülkemizin gönül coğrafyasının -İslam kardeşliği bir yana Müslümanların sadece kendi dindaşlarından mesul olmadığı- tüm dünyada ezilen ve haklarının korunması noktasında da mücadele etmesi gereken ulvi ve insani sorumluluğu bulunmaktadır. Bu itibarla ülkemize gelen sadece Müslüman Suriyelileri değil aynı zamanda Ezidi kardeşlerimizi de barındırarak ve tüm insani ihtiyaçlarını gidererek kol kanat gerdik.

Aynı şekilde Afganistan'da ABD'nin başını çektiği iç karışıklık nedeniyle Taliban gibi örgütlerden kaçarak ülkemize sığınan Afganlar da bizim kardeşimizdir. Ülkemizde birçok iş sahasındaki eleman sıkıntısını Afgan sığınmacılarla gidermiş, özellikle çiftliklerde hayvan bakımı, tarla işçisi gibi alanlardaki boşlukları girererek ülke ekonomisine de büyük ölçüde katkıda bulunmuşlardır.

Suriye'den, Somali'den, Özbekistan ve Kırgızistan'dan kaçarak ülkemize sığınmış olan hangi ırk, dil, din, cinsiyetten olursa olsun tamamına kucak açarak tüm dünyaya bulunduğumuz coğrafyanın vasisi olduğumuzu kanıtlayarak büyük bir insanlık dersi verdik, vermekteyiz.

Aynı şekilde ülkemize sığınmış olan girişimcilerin birçok iş sahasında yer aldığını görmekteyiz; fabrika açan, yemek ve giyim alanında hizmet veren sığınmacıların sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur.

Ülkemizin sanayi alanında da aktif görev alan Suriyeliler, ülkemize üretim alanında büyük hizmetler sunmaktadır.

Kurban Bayramı arefesinde ve akabinde sığınmacılara yönelik özellikle siyasilerin sarf ettikleri ırkçı ve faşizan sözler, toplumu ayrıştırıcı ve bölücü bir noktaya sürüklemeye hizmet etmektedir. 

Ülkemizdeki gayrimüslümlere yönelik 6-7 Eylül 1955 olaylarında, İstanbul’da yaşayan Rumların ve gayrimüslimlerin ev ve işyerleri işaretlenerek büyük yağmalar başlamış, evlerin harap edilmesiyle birlikte can kayıplarının yaşanmasına kadar devam eden olaylar silsilesine neden olmuştur. 1964 yılında çıkarılan sürgün kararıyla, 13 bin Yunanistan uyruklu Rum bir bavul ile sınırdışı edilerek ülkemiz tarihine kara bir leke olarak girmiştir.

Bu itibarla, hangi uyruk, dil ve din mensubu olursa olsun tüm ülkemize ve dolayısı ile bize sığınan tüm göçmenler KARDEŞİMİZDİR!

Sivil Düşünce Haber Portalı ve Sivil Düşünce Platformu olarak ırkçı ve faşizan tüm söylem ve eylemleri en sesli şekilde kınıyor, birkaç oy alabilecekleri ümidiyle toPlumu ayrıştırmaya çalışan siyasi odakları ve bunlara bağlı hareket eden ittifakların karşısında olduğumuzu bildiriyoruz.

Nefret suçtur!

 

Sivil Düşünce Haber Portalı
Sivil Düşünce Platformu