ABD Hazine tahvilleri, Rusya-Ukrayna ihtilafının enflasyonist baskılar ve yavaşlayan ekonomik büyüme konusundaki endişeleri artırması nedeniyle yükselen petrol fiyatları itibariyle satıldı. UST 2Y getirisi %1,67'ye yükselirken, çok izlenen UST 10Y getirisi %1,87'de kapandı. Getiri eğrisi düzleşti ve enflasyonun yükselmesine rağmen büyümenin durabileceğine dair endişelere işaret etti. Fed'in bir sonraki politika açıklamasını 16 Mart'ta yayınlaması planlanıyor. Dikkatin bugün gelecek Şubat ayı ABD TÜFE raporuna odaklanmasını bekliyoruz.

Getiri eğrisindeki yataylaşma, ilerleyen dönemlere ilişkin olarak resesyon endişelerini artırmış durumdadır. Petrol fiyatlarının yükselmesi ile alakalı oluşacak olan yüksek enflasyon/düşük büyüme denkleminde bu ihtimalden yoğun şekilde endişe edilmesi için yeterince sebep var. Kötüleşen enflasyon beklentileri, ABD’de faizlerin genel seyrinin halen yukarı yönlü olmasına sebebiyet veriyor. Fed elbette petrol arz şokuna müdahale edemez, ancak müdahale edebilecekleri alanlar dolar fonlaması ve enflasyon beklentilerinin yönetimi. Yaptırımlar küresel dolar fonlamasını sıkıştırırsa, gözler Fed’e çevrilecektir ve likidite talebi artacaktır. Bu nedenle, krizin hafiflemesi olgusu aslında çok merkezi bir konumda bulunuyor. Enflasyon konusunda çıpanın korunması ise, halen reel faizler çok düşük kaldığı için gerekli görünüyor ve bu aslında hem Fed’in hem de ECB’nin atlayamayacağı bir konu. Yalnız tepki konusunu Rusya’ya ekonomik bağımlılık belirleyecek, bu yüzden Fed’in enflasyonu önceliklendirerek faizleri artırması, ECB’nin direct büyüme risklerinden kaynaklı faiz artıramaması beklenebilir.

Rusya’nın daha saldırgan olması ve tahvillerin temerrüde düşmesi durumunda, Avrupa bankacılık sistemi daha yoğun bir karşı taraf riskine maruz kalacaktır. Rus CDS’leri 2787 seviyesinde ve temerrüt olasılığı halen yüksek fiyatlandırılıyor. Bilindiği gibi, Rusya Merkez Bankası bir kısım yabancı para tahvil kupon ödemelerini ruble cinsinden yapmayı teklif ediyor, bu bazı tahviller açısından opsiyonel olsa da çoğunda bu seçenek yok ve kreditörler tarafından da kabul görmeyecektir.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve emtia fiyatlarındaki yükselişin ardından Türkiye'nin risk primlerinin yükselmesi hem liranın kayıplarını ön plana çıkardı, hem de borçlanma maliyetlerini artırdı. Türk CDS’leri 656 seviyesinde ve EMEA grubunda Rusya’nın klasman dışı risk primi haricindeki en yükseği. Öte yandan, direct maruz kalınan ekonomi ve piyasa risklerinin yanında (cari denge, enflasyon, riskten kaçış, finansal stabilite) Rusya’nın MSCI’dan çıkarılmasıyla Türkiye’nin ağırlığının artması, pozitif olabilecek bir gelişme. Ancak Yatırımcı yaklaşımı için makro bazda politik resmin biraz daha olumluya dönmesi unsurunu da önemsiyoruz.

Merkez Bankası’nın politika faizinde önümüzdeki hafta herhangi bir değişiklik yapmasını beklemiyoruz. Merkez bankasının daha önceki politika açıklamaları, tersine ekonomik rüzgarlar için net bir araç seti planlamasını ortaya koymadığından, politikanın evrimi hakkında yeni bir tahminde bulunmuyoruz. Mart birçok değişkene ev sahipliği yapmaktadır. RusyaUkrayna savaşından Fed'in faiz artırmasının beklendiği toplantıya. Mali dengelerin korunmasındaki zorluklar arttı. Çünkü hem CDS hem de dış borçlanma maliyetleri küresel risklere bağlı olarak artıyor ve riskten kaçınma, enflasyonu katmanlaştırma ve TL üzerinde ek baskı yaratarak bütçe dengesini bozma potansiyeline sahip.

 

Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı