KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Brüksel’de Kıbrıs’ta Kıbrıslı Rumlar ne kadar egemen ise Kıbrıslı Türklerin de bu ülkede o kadar egemen olduğunu ifade ettiklerini açıkladı.
Egemen eşitliğimizin kabul görmesi durumunda, iki toplumlu iki devletli bir çözümün kabul edilmesi durumunda Kıbrıs sorununun çözümü için müzakere edebileceklerini söyledi.
BM ile AB’nin iki toplumlu iki devletli bir barışa engel oldukları yönündeki haberlere de değinen Tatar “Ya Kıbrıs’ın gerçeklerini iyi bilmiyorlar ya da bilmek istemiyorlar. Kıbrıs’ta zaten iki ayrı devlet vardır.” dedi.

“EGEMEN EŞİTLİĞİMİZ BİZİM İÇİN FEVKALADE ÖNEMLİ’’
Brüksel’de yaptığı toplantıda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Egemen eşitliğimizin bizler için fevkalade önemli olduğunu dolayısıyla egemen eşitliğimizin tanınması, eşit uluslararası statümüzün kabul görmesi ile resmi müzakere sürecine geçebileceğimizi Cenevre’de 6 maddelik öneri ile kendisine ifade ettiğimiz gibi yine bunu tazeledik, yineledik. Kıbrıslı Türklerin egemen eşitliğinin Kıbrıs Türk Toplumu için önemli olduğunu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e ilettik” dedi.
Tatar “BM Genel Sekreteri ve Özel Özel temsilcisi çeşitli temaslar yaptığını ama netice itibariyle şu anda belli ki yaz aylarının da girmesi nedeniyle Eylül ayında bizi davet ettiği New York toplantılarından sonra 5+1 tekrar Cenevre gibi bir toplantı olup olmayacağını o zaman yapacaktır. Bizlerin direkt olarak resmi müzakerelere geçmemiz söz konusu değildir.
“Kendisi ile gerçekten samimi bir ortamda neden böyle bir talepte bulunduğumuzu konuştuk. Çünkü Kıbrıs’ın geçmişine baktığımızda biz iki kurucu ortağın bir tanesiyiz ve dolayısıyla Kıbrıslı Rumlar ne kadar egemense biz Kıbrıslı Türklerin de o kadar egemen olduğu, onların ne kadar uluslararası statüsü varsa bizlerin de o kadar en azından eşitlik temelinde uluslararası statümüzün olması gerektiğini çünkü Kıbrıs’ın tarihine bakıldığında Kıbrıs’ta İngiltere’nin buradaki egemenliğini devrederken ve buradan çekilirken iki ayrı halka devrettiği bir egemenlik vardır. Bunu bütün dünya belki de hala daha anlamış değildir. Ama Biz bunları bütün dünya ile paylaşıyoruz. Mücadelemizi bu şekilde veriyoruz.”

‘’ İki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz’’
BM ile AB’nin iki toplumlu iki devletli bir barışa engel oldukları yönündeki haberlere ve AB Komisyonu Başkanı Von Der Leyen’in “İki devletli çözümü asla kabul etmeyeceğiz” yönündeki açıklamalarına DA değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar şu ifadeleri kullandı;
“Ve tabi ki Avrupa’da yapılan toplantıda bilahare Avrupa Birliği yöneticileri ve üyelerinin yaptığı açıklamalar da bizleri gerçekten üzmüştür ve onlara yönelik bir açıklamamız olmuştur Cumhurbaşkanlığı olarak. Çünkü Kıbrıs’ın gerçeklerini ya iyi bilmiyorlar. Ya da bilmek istemiyorlar. Çünkü zaten Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır. Ama zaten Kıbrıs’ın gerçeklerine baktığımız zaman da iki ayrı devlet vardır. 1960’tan beridir kendi kendini yönetmekte olan Kıbrıs Türk halkı tabi ki bundan sonraki süreçte Avrupa Birliği (AB) öyle istedi diye bizim gidip de Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ne ya da Güney’deki devlete yama olmamız söz konusu değildir. Zaten bu federal temelde yani iki toplumlu iki bölgeli görüşmeler hiçbir zaman çözüme ulaşmamıştır Annan Planı dönemi de dahil. Çünkü Kıbrıslı Rumlar bizimle hiçbir zaman bir ortaklık kurma niyetinde olmamışlardır. Bütün bunlar denendiği için, bütün fırsatlar tüketildiği için esas itibari ile bu noktada olduğumuzu tekrar Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile paylaştık.”
Tatar “Kıbrıs’ta bu Güven Artırıcı Önlemeler bağlamında Güney Kıbrıs’ın ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bir takım iddiaları olduğunu ama bizim Kıbrıs Türk Tarafı olarak Türkiye ile yaptığımız istişareler ile de ancak günlük hayatımızı etkileyecek, hem Rumların hem de Türklerin hayatını kolaylaştıracak noktalarda ancak güven artırıcı önlemlerde bir takım kararlar alınabileceği, kapılarda olduğu gibi. Ama Kıbrıs konusunun özünü etkileyecek ve dolayısıyla bizim egemenlik meselesinde bizim egemenlik ve beklentilerimizi raydan çıkartacak kadar önemli meseleleri Güven Artırıcı Önlemler bağlamında değil ancak Kıbrıs sorunun bütünü ile ele alındığı durumlarda bunların daha sonra ortaya çıkabileceğini de Genel Sekretere ilettik; kendisi de bunları anlayış ile karşılayabildi.”dedi.