Muharrem İnce, “Nebati ne diyor, dediği lafa bakın; Türk lirası en düşük yerde vatandaş rahat olsun diyor. Türkçe meali şu; biz battık beyler, batırdık bu memleketi 20 senede, artık çöp oldu Türk lirası, hiçbir itibarı yok haberiniz olsun diyor.”

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin Memleket Buluşmaları programı kapsamında Denizli’ye gitti. Denizli programına basın toplantısıyla başlayan İnce, sivil toplum kuruluşlarına ziyaret ve Pamukkale Üniversitesi öğrencileriyle sohbet gerçekleştirecek. Basın toplantısında Türkiye gündemini değerlendiren İnce şu şekilde konuştu; 

NEBATİ BİZ BU MEMLEKETİ 20 SENE DE BATIRDIK DİYOR

“Ekonominin başına getirdikleri, paranın başına getirdikleri Nebati ne diyor, dediği lafa bakın; Türk lirası en düşük yerde vatandaş rahat olsun diyor. Türkçe meali şu; biz battık beyler, batırdık bu memleketi 20 senede, artık çöp oldu Türk lirası, hiçbir itibarı yok haberiniz olsun diyor. Bunun anlamı bu. Bundan önce Erdoğan ne demişti? “Para tıpkı bayrak gibi, milli marş gibi ülkenin gücünü gösterir” diyor. Demek ki para Erdoğan’a göre milli marş gibi, bayrak gibi ülkenin gücünü gösteriyor. Nebati’ye göre para artık en düşük yerde, TL artık en düşük yerde biz batmışız. Yani milletinde itibarı kalmamış, devletinde itibarı kalmamış, TL’nin de itibarı kalmamış.” 

DÜN ETE YÜZDE 48 ZAM GELDİ YÜZDE 30 DAHA KAPIDA BEKLİYOR

“Ekmekte sorun var, unda sorun var, şekerde sorun var, yağda sorun var, sütte sorun var, ette sorun var. Dün yüzde 48 zam geldi ete, yüzde 30 daha kapıda bekliyor. Nisan sonundan itibaren süt ve süt ürünlerinde ki pahalılığı hep birlikte göreceğiz. Mezbahalar süt inekleriyle dolu. Yem alamıyor insanlar. 1 kilo süt ile 1 buçuk kilo yem alması gerekirken bırakın 1 buçuk kiloyu 1 kilo dahi yem alamıyor. Böyle olunca da iki seçenek kalıyor; ya ineklere diyet yaptıracaklar, perhiz yaptıracaklar ya da inekleri kesecekler.” 

KURU EKMEĞE MUHTAÇ ETTİLER İNSANLARI

“Fakir fukara için zor yıllar geliyor çünkü üretmeyen bir Türkiye var. Tarımı stratejik bir sektör olarak görmediler 20 senede. Ve ithalatla bu işi çözeceklerini zannettiler. Bereketli toprakların fakir çocukları olduk ne yazık ki. Hasat dönemini bekleyeceğimiz yere Rusya’dan gelen gemileri bekler olduk. Ukrayna ile Rusya’dan gemiler gelecek, ayçiçeğimiz olacak, buğdayımız olacak. Düştüğümüz noktaya bakın. Gerçekten içler acısı bir noktadayız. Ekmek almakta zorlanıyor insanlar. Kuru ekmeğe muhtaç ettiler insanları, kuru soğana muhtaç ettiler.”

BUĞDAYIN ANA VATANI TÜRKİYEDE EKMEĞİN DÜŞTÜĞÜ DURUMA BAKIN

“Nas vardı nas! Nası unuttular. Artık nas söylenmez oldu. 100 bin lirası olan bir kişinin Aralık ayında kur korumalı mevduata yatırdığı 100 bin lira, 125 bin lira oldu. 5 binini banka verecek, 20 binini hazine verecek, devlet verecek. Kaç kişiye, 20 – 25 bin kişiye. Kimin parasını verecek, 85 milyonun, hepimizin parasını verecek. Tarıma verselerdi bunu, mazotun yarısını devlet karşılasaydı bugün ekmek bu noktada olmazdı. Rusya’dan, Ukrayna’dan ayçiçeği, buğday dilenmezdik. Buğdayın ana vatanı Türkiye, ekmeğin, unun düştüğü duruma bakın.”

EY ÜLKÜCÜLER HALA DURACAK MISINIZ O PARTİDE?

“Birde hükümetin destekçisi Bahçeli var. Onu da anlayabilmiş değilim. 200 lira olan köprü ücretine paranız yoksa yüzerek geçin diyor. Lafa bak. Sayın Bahçeli sen nasıl milliyetçisin ya. Anlamış değilim yani. Ben milliyetçilere sesleniyorum, bu laf sizi rahatsız etmedi mi? Bahçeli şunu bilmiyor. Sadece köprüden geçen parayı ödemiyor, geçmeyende ödüyor. Garanti var orada, 45 bin garanti var. Yani Denizlili, hayatında hiç Çanakkale’ye gitmeyen birisi de o köprü parasını ödüyor. Hakkarili de ödüyor, Rizeli de ödüyor. Yalovalı da ödüyor. Geçsin geçmesin. Sayın Bahçeli, köprüden geçen ödüyor, köprüden geçmeyen ödüyor, yüzerek geçsen yine ödüyorsun. İster kelebek yüz, ister serbest stil yüz, ister sırt üstü yüz nasıl yüzersen yüz. Bunların hepsinde para veriyorsun. Çok iyi yüzme biliyorsan, istersen kurbağalama yüz. Bilmiyorum bildiğini de. Böyle bir mantık olabilir mi. Yüzerek geçin diyor ya. Lafa bakın. Ey ülkücüler, ey milliyetçiler hala duracak mısınız o partide.”

BUNLAR KENAR MAHALLELERDE BÜYÜMÜŞ ÇOCUKLAR DEĞİL ARTIK

“Bir büyük davette bulunuyorum bugün Denizli’den. AK Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. 20 yılın sonunda duvara tosladık. Kuru ekmeğe, kuru soğana muhtaç olduk. Bunlar 1200 odalı saraylarında ejder meyveli smoothie içiyorlar. Bırak artık bunları. Bunlar kenar mahallelerde büyümüş, imam hatip lisesinde okumuş fakir fukara çocukları değil artık. Bunlar sizi unuttu. Bunlar sizden biri değil artık. Gel bak yepyeni parti var burada, Memleket Partisi. Memleket hepimizin, bekliyorum Memleket Partisi’ne.”

ATATÜRK’ÜN ADINI KULLANIYORLAR
“CHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. 42 yıl o partiye hizmet etmiş birisi olarak söylüyorum. Bir metin imzalıyorlar. Atatürk diyemiyorlar, laiklik diyemiyorlar, tarikat ve cemaatler eğitime karışamayacak diyemiyorlar, İstanbul Sözleşmesi diyemiyorlar. Ali Babacan Ergenekon’u, Balyoz’u yeniden yargılayacakmış, onunla aynı masaya oturuyorlar. CHP’ye oy veren kardeşlerim, bak benim gittiğim gibi sizde gidin oradan. Gelin Atatürk’ün partisi burası, Atatürkçüler burada. Onlar Atatürk’ün adını kullanıyor. İmza attıkları metinde Atatürk’ün adını bile geçiremiyorlar. Bir şey olmaz onlardan. AK Partiye benzedi onlar. Bir şey olsa ben kalırdım zaten.” 

GEL TÜRKİYE PARTİSİ OLALIM BİZ
“HDP’li kardeşlerime sesleniyorum. Türkiye partisi olamaz onlar. Terörle arasına mesafe koyamaz onlar. Gel Türkiye partisi olalım biz. Terörün her türlüsünü kınayalım. PKK’sını, Işid’ini, Fetö’sünü. Bir büyük davettir bu. Hepsi eski bunların. İktidarda eski, muhalefette eski. 20 yılda ülkeyi batırmış bir parti hala iktidar olamaz. Kararsızlar yüzde 25 olmuş. İktidar düşüyor ama muhalefet büyümüyor. Neden, çözüm üretmiyorlar çünkü.”

İDDİA EDİYORUM 85 MİLYONA EN UCUZ EKMEĞİ BEN YEDİRİRİM 

“Bakın iktidarda sorunu markette zannediyor, muhalefette markette zannediyor. Sorun markette değil. Sorun tarlada, sorun ahırda. Tohumu çözmeden, mazotu çözmeden, gübreyi çözmeden, ilacı çözmeden, buzağıyı çözmeden bu pahalılığı çözemezsin. Her 5 buzağıdan biri ölüyor ilk 4 ayda, 80 liralık iğne olmadığı için. Bunu çözmezsen ete yüzde 48 zam gelir. Markete mektup yazmakla olmaz bu iş. Çünkü ne Kılıçdaroğlu ne Erdoğan hiç birisi hayatında bir kere tarlaya gitmemişler. Bir kere ahıra girmemişler. Uygulamayı bilmiyorlar. İddia ediyorum; cumhurbaşkanlığına adı geçen siyasi parti genel başkanı kim olursa olsun, 85 milyona en ucuz ekmeği, en ucuz eti ben yediririm. Sorunu kökünden halledeceğiz. Sivrisineğin ağzına ilaç dökerek sivrisinekleri öldüremezsiniz. Bataklığı kurutacaksın.” 

MEMLEKET PARTİSİNE BEKLİYORUM

“Denizli’den, iki diplomalı iş bekleyen gençlerimiz Memleket Partisi’ne bekliyoruz sizi. Yönetmelikle aile düzeni bozulan polislerimiz, kaldıracağız o yönetmeliği. Sizi Memleket Partisi’ne bekliyorum. Geçinemeyen emekliler, üç kuruşluk emekli aylığını işsiz oğluyla, işsiz kızıyla paylaşan emeklilerimiz sizi Memleket Partisi’ne bekliyorum. Ergenekon, Balyoz kumpas davalarına direnenleri, CHP Ali Babacan ile birlikte yeniden yargılayacakmış sizleri, imza atıyorlar. Gelin Memleket Partisi’ne bekliyorum sizi. Ataması yapılmayan öğretmenler, öğretmen Muharrem İnce’nin partisine bekliyorum sizleri. Doktorlar, çekip gidin dedi ya, benim tweeti çok beğendiler. Doktorlara git diyeceğine sen doktora git dedim. Memleketin akıllı evlatları sizi de bekliyorum, hiçbir yere gitmek yok bu memleketi beraber düzelteceğiz. EYT’liler sizi de bekliyorum. Tarlasına gübre atamayan çiftçiler, hayvanına yem alamayan üreticiler hepinizi bekliyorum Memleket Partisi’ne. Türkiye’nin en yeni partisi, en akılcı projeleri olan partisi.”


Hibya Haber Ajansı