Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Milletimize karşı sorumluluklarımızı bir hakkın yerine getirmek için daha çok çalışacağımız bir döneme giriyoruz. Dünyada ve bölgemizde son 10 yıldır yaşanan gelişmeler salgınla birlikte yeni ve daha kritik bir safhaya ulaşmıştır.

Türkiye bu 10 yıllık dönemde gelebilecek her yol ve yöntemlerle sınandı sokaklarımız kaosa sürüklenmek istendi. Kaset kumpası ile siyasi partilerin yönetimleri dizayn edilmeye çalışıldı. Ülkenin meşhur yönetimi yalan ve iftira dolu montajlarla devrilmek istendi. Seçimleri etkilemek için akıl ve ahlak dışı yöntemler devreye sokuldu.

Terör örgütleri ülkemiz için de ve sınırlarımız boyunca harekete geçirildi askeri darbeyle milli irade çiğnenmek ülke teslim alınmak istendi.

Güya terörle mücadele için güney sınırlarımıza yığınak yapanlar biz devreye girince bu defa da terör örgütlerinin hamililiğine dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde ekonomimize yönelik aleni tehditler savruldu . Türkiye'de yönetimi değiştirmek için kimlerin destekleneceği kimlerin ekleneceği pervasızca televizyon programlarında konuşuldu.

Gece yarıları başlayan ve kesintisiz süren finans oyunlarıyla ülkemiz çökertilmeye çalışıldı.

Önceleri gizli saklı yürütülen küresel ticaret kurallarına aykırı ambargolar artık açıkça yapılır hoyratça sergilenir hale geldi.

Salgınla birlikte küresel ekonomide başlayan dalgalanmalar bile ülkemize yönelik saldırıların dozunu artırmanın aracı haline dönüştürülmek istendi. Dışarıdan birileri bu oyunu kurarken içeriden birileri de aynı kirli oyunun figür anlığına ve taşeronluğu ne soyundu.

Biz tüm bu süreçte önümüze çıkan her engeli aşarak ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını korumanın mücadelesini verdik. İçine çekilmek istediğimiz siyasi sosyal ekonomik psikolojik her türlü tuzağı Allah'ın yardımı ve aziz milletimizin desteği ile bozarak yolumuza kararlılıkla devam ettik.

Elbette zor ve sıkıntılı günler geçirdik. Elbette canımız yandı. Elbette bedeller ödedik. Ama hamdolsun bu milletin izzetine halel getirmedik. Hamdolsun bu ülkeyi hedeflerinden koparmadık.

Enflasyondan kurtulmak için ana muhalefetin sözcüsü bizden kurtulmanın gereğinden bahsediyor. Bak az önce ifade edildi yüzdeye diye enflasyonu düşüren kimdi? Biz düşürdük Biz faiz yüzde dört buçuk lira düşüren kimdir bizdik.

AK Parti iktidarıyla bunları nasıl oluyor bunları göreceksiniz öğreneceksiniz. Çünkü AK Parti'nin iktidarıyla hemhal olmak öyle tabii dünden bugüne değil biraz zaman gerektiriyor. İşte şimdi o mücadelenin verildiği günlerdeyiz. Şimdi tüm bu birikimin üzerine dünyadaki gelişmelerin önümüze serdiği fırsatları da değerlendirilecek şekilde yeni bir atılımın içindeyiz.

Halkımızın enflasyon ve faize ezdirmemenin mücadelesini veriyoruz.

Bugüne kadar girdiğimiz mücadelelerden nasıl alnımızın akıyla çıktıysak her seferinde ülkemize ve milletimize nasıl kazandırdıysak İnşallah bu defa hayırlısıyla istediğimiz neticelere ulaşacağız.

Önümüzde engeller yok mu var? Bu ana muhalefetten daha büyük engel olur mu adamların işi gücü bu engel önümüzde riskler yok mu var önümüzde tuzaklar yok mu var. Ama bizim azmimiz ve gücümüz evelallah bunların hepsinden fazladır üstündür. Yeter ki birliğimize beraberliğimize kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım bunu başardığımız da diğer Her şeyin üstesinden geliriz.

Devlet Bey bu işin Haziran 2023'te olacağını söylüyor. Ben Haziran 2023'te olacağını söylüyorum. Bunu her defa  söylememize rağmen bu da yatıyor kalkıyor hala herkese erken seçimden bahsediyor erken seçim yok.

İnşallah Haziran 2023'te seçimimizi en güzel şekilde yapacağız. Şimdi burada ülkenin felaketinden medet uman kifayetsiz siyasetçilere sesleniyorum.

Buradan manşetlerle hükümet devirip hükümet kurmaya alışmış akademisyen ve gazeteci kılıklı muhterislere hissediyorum. Buradan  Milli İradenin üstünlüğünü kabullenmek istemeyen darbe heveslilerine sesleniyorum. Buradan çalışmadan alın teri dökmeden emek vermeden para kazanma peşinde koşan tüfeğini nere sesleniyorum. Para kazanma peşinde alın teriyle koşanları alkışlıyor. Buradan terörle şiddetle tehditle ambargo ile Türk siyasetini dizayn çalışan emperyalistlere sesleniyorum buradan siyaset kurumuna ayar vermeye alışmış Vesayet artıklarına sesleniyorum.

Başaramayacaksınız!

Türkiye'nin kazanımlarını heba edemeyeceksiniz.  Türkiye'yi eski o kötü günlerine geri döndüremeyeceksiniz bu milletin alın terini sömüremeyeceksiniz. Bu ülkenin ayağına pranga vuramayacaksınız. Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaşmaktan alıkoyamacaksınız. Ülkemizin 2053 vizyonunu hayata geçirmesine engel olamayacaksınız ya millet iradesini kabullenecek milletle beraber olacak millette beraber kazanacaksınız ya da kaybedeceksiniz.

Türkiye kazanacak! Türk milleti kazanacak! Ama siz kaybedeceksiniz. Hiç kimsenin kişisel çıkarı şahsi hesabı nefsi arzusu topyekün milletin menfaatlerinden ülkenin kazanımlarından üstün değildir. Hep birlikte hep birlikte kazanacağız. Hep birlikte yükseleceğiz hep birlikte dünyada hak ettiğimiz yere geleceğiz. Yıllarca seçim meydanlarında ne söyledik "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şarkısını milletimizle birlikte boşuna terennüm etmedik.

Her rengiyle her deseni ile her tonuyla her ferdi ile milletimizin tamamını seviyoruz 84 milyonun her birini her bir ferdini bağrımıza basıyoruz . Bugüne kadar aşkla bağlı olduğumuz milletimize hizmet etmek dışında hiçbir gayet taşımadık eksiğimiz olabilir yoksanımız olabilir hatta hatamız olabilir ama Hüsnü niyetimizden samimiyetimiz den gayretimiz den ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin büyüklüğünden ortaya koyduğumuz hedeflerin doğruluğundan kimsenin şüphesi olmasın.

Biz ne yaptığımızı  biliyoruz ne için yaptığımızı biliyoruz. Nasıl yapacağımızı biliyoruz. Nereye gittiğimizi biliyoruz. Nereye ulaşacağımızı biliyoruz. İnşallah varacağımız yer hem bizlerin hem bizden sonraki nesillerin hayatlarında olumlu yönde asırlık değişiklikler yapacak. Onun için emin adımlarla yolumuza yolculuğumuza devam ediyoruz.

Ekonomide yaşanan gelişmeler sadece bizim ülkemize mahsus değil ekonomi dediğimiz alan sürekli bir değişim içindedir.

Salgın krizi ile de tamamen su yüzüne çıkmıştır. Sorunun kaynağı küresel ekonomiden gelişmekte olan ülkelerin aldığı payın düzenli bir şekilde artarak gelişmiş ülkeleri geride bırakmış olmasıdır.

Yetişmiş insan potansiyeli ile sanayide ve tarımdaki üretim gücüyle inovasyon kabiliyetiyle gelişmekte olan ülkeler artık kaplarına sığmamaktadır. Buna karşılık sadece finans gücüne ve tüketime dayalı ticaret büyüklüğü ile gelişmiş ülkeler sürekli mevzii kaybediyor.

Çünkü kartların yeniden kırıldığı bu dönemde gelişmiş ülkeler ligine yükselen devletler önümüzdeki 1 asra damgalarını bulacaklardır. Gelişmekte olan ülke sınıfını aşamayanlar ise aynı fırsatı yeniden bulmak için çeyrek asır yarım asır daha beklemek mecburiyetinde kalacaktır.

Ülkemizin geçmişte defalarca bu treni kaçırmasına yol açanlar bugün de aynı niyetle hareket ediyorlar. Biz de diyoruz ki Türkiye bu treni evelallah kaçırmayacak.

Hatta bu trenin öyle son vagonunda filan değil birinci sınıfında hak ettiğimiz yeri alacağız. Uyguladığımız yeni ekonomi programının öncelikli hedefi budur. Bu çerçevede döviz kurunu Serbest Piyasa Ekonomisi Kuralları içerisinde ülkemizin gerçeklerine uygun öngörülebilir.

Sürdürülebilir bir seviyeye getirmek için dün açıkladığımız program hamdolsun amacına ulaşmıştır. Milletimiz bu programdaki tedbirleri ve kararlı duruşumuzu takdirle karşılanmış benimsemiş piyasalarda buna uygun adımları atmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlarımız bu pakette yer alan hususların uygulama detaylarını kamuoyu ile ve taraflarla paylaşmaya başlamışlardır.

Dün Türkiye terör örgütlerinin saldırısı altındayken yüzleri gülenlerin biz terör örgütlerinin başlarını illerinde gezdiğimizde yüzleri düşmüştür. Türkiye siyasi ve sosyal kaos denemeleriyle darbe girişimleri ile boğuşurken yüzleri gülenlerin biz ülkemizi huzura istikrara güvene kavuşturarak yolumuza devam ettiğimizde yüzleri düşmüştü. Bugün de Türkiye ekonomisi kur üzerinden çökertilmeye çalışılırken yüzleri gülenlerin istikrar ve güven iklimi yeniden güçlenmeye başladığında yüzlerinin düştüğünü görüyoruz.

Hangi akıl ve vicdan sahibinin morali ülkenin hayrına milletinin menfaatine olan  böyle bir gelişme karşısında bozulabilir bilmiyoruz. Uyguladığımız ekonomi politikasını anlamıyor, olabilirsiniz, katılmıyor olabilirsiniz, farklı düşünüyor olabilirsiniz ama ülkenin ve milletin hayrına bir gelişme yaşandığında hiç değilse susma sükut etme bir kenara çekilme erdemini gösterin.

Dün çıkmış birisi kur düşüyor dolar almanın tam zamanı bu iş kaldığı yerden devam edecek halinde açıklamalar yapıyor bunların beyni sulanmış.

Gereken cevabı İnşallah en kısa zamanda benim milletim en güzel şekilde verecek. Bu sözün tercümesi kurun yeniden ülkenin gerçekleriyle ve ekonominin kuralları ile ilgisi olmayan seviyelere çıkmasını dilemektir. Hatta teşvik etmektir.

Tabii bunlarla ilgili şu anda Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulumuz da yolunu ne yaptı açtı. Siz bu ülkenin değerleri ile oynayamazsın.

Bir insanın kendi ülkesine bu derece düşman kesilebilmesi için ya aklını ve vicdanını kiraya vererek ihanet çukuruna düşmesi ya da aklını ve vicdanını tamamen kaybetmesi gerekir.

Her zaman söylediğimiz gibi bu muhterisler kendi kendileriyle kendi hırsları ile baş başa bırakıp biz kendi işimize bakacağız.

Milletimiz ne diyor? Ne istiyor? Neyi bekliyor ona bakacak o doğrultuda yolumuza devam edeceğiz.

Kurun dengeye oturmasının sadece bankada parası olan vatandaşımızı değil üretimden enflasyona ekonominin her alanını ilgilendiren olumlu bir gelişme olduğu unutulmamalıdır.

Tüm ekonomiye müspet yönde etki yapacaktır. Sadece bankada parası olan veya ihracat yapan değil ülkemizin tamamıdır. 84 milyonun her bir ferdidir. Buradan bir kez daha herkesi yatırıma istihdama üretime ihracata davet ediyoruz.

Ülkemizi cari fazla ile büyütme kararlılığımızı tekrarlıyoruz. Kur ve enflasyon baskısı altında hiçbir vatandaşımızın kazanımlarını kaybetmesine izin vermemekte kararlıyız.

Bunun için özellikle çalışanlarımızın gelirlerini artırmaya yönelik ciddi adımların kamu işçilerine ve memurlarına yapılan toplu enflasyon farkı ile garanti altına aldık. Asgari ücrete %50 ile tarihimizin en yüksek artısını yaptık.

Uzun yılların özlemini hayata geçirerek asgari ücreti vergi dışında bıraktık. Yıllardır ne deniyordu asgari ücret vergi dışı kalmalı işte bunu da bizim iktidarımız başardı.

Memurlarımız da toplu sözleşme artışına ve enflasyon farkına ilave olarak aylık ortalama 300 liralık ücret artışı sağladık söz verdiğimiz 3600 ek gösterge uygulamasını da inşallah önümüzdeki yıl içinde hayata geçiriyoruz. Özel sektörümüzün de kendi çalışanlarını bu gelişmeler doğrultusunda hak ettikleri ücreti takdim edeceğinden şüphe duymuyoruz.

Bugün bir müjde de orman işçilerimize vermek istiyorum. Ülke olarak ormancılık faaliyetlerinin de gerçekten gurur veren çalışmalara imza atıyoruz. Son 19 yılda önceki 57 yılda yapılan ağaçlandırmanın bir buçuk katını gerçekleştirerek 5 buçuk milyar fidanı toprakla buluşturduk. Ağaçlandırma çalışmalarında Avrupa'da 1. dünyada ise 4. sıradayız hedefimiz 2023 yılı sonuna kadar da 7 milyar fidanı toprakla buluşturmaktadır

Ülkemizde bir süredir yaşanan kuraklık nedeniyle buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, nohut ve mercimek üreticilerimiz verim kaybı yaşamıştır. Zarar gören toplam 651000 üreticimize verim kaybı oranlarına göre değişen miktarlarda kuraklık desteği ödemesi yapıyoruz. Bu kapsamda toplam 2,6 milyar lira kuraklık desteğini çiftçilerimizin hesaplarına yatırmaya başladık. Amacımız çiftçilerimizin tohumu toprakla buluşturulmasını ekmesini üretmesini devam ettirmektir. Üreticilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz.

Ormanların bakım ve üretim desteği yapan orman köylümüzün gelirinde önemli bir artış yapıyoruz. Bu kapsamda 2022 yılı üretim işlerinin birim fiyatlarını yılbaşından itibaren %23 ve temmuz ayı itibariyle %23 olmak üzere yıllık ortalama %51 oranında artırıyoruz.

Önümüzdeki dönemde eğitim ve kültür önceliklerimizin ilk sıralarında yer alacaktır. Bu çerçevede eğitim öğretim alanında maziden atiye köprü kuran yeni ve günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek çalışmalar yürütüyoruz. 7 yıl aradan sonra Milli Eğitim şurasını topladık. Çok geniş katılımın sağlandı.

Organize Sanayi bölgelerinin tamamında Mesleki Eğitim Merkezi kurma sözü vermiştik. Milli Eğitim Bakanlığımız ile  Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bu doğrultuda gerekli çalışmaları tamamladılar. Artık ülkemizdeki 251 Organize Sanayi Bölgemizin tamamında mesleki eğitim merkezleri faaliyete geçmiştir.

Bu mesleki eğitim merkezleri Organize Sanayi Bölgelerimizdeki işletmelerimizin ihtiyaç duydukları insan kaynağını yetiştireceklerdir. Diğer tarafta 3308 sayılı mesleki kanununda iki önemli değişikliğe gidiyoruz.

Bunlardan ilki ile Mesleki Eğitim Merkezlerindeki öğrencilerin aldıkları asgari ücretin üçte biri tutarındaki aylığın devlet tarafından ödenmesini sağlıyoruz. İkincisi ile de mesleki eğitimin son sınıfındaki kalfaların asgari ücretin üçte biri değil yarısı kadar ücret almalarını temin ediyoruz.

Mesleki Eğitim Merkezlerinin cazibesi daha da artacaktır. Amacımız hiçbir sektörde hiçbir firmamızın aradığım elemanı bulamıyorum diyemeyeceği bir mesleki eğitim sistemini kurmaktır. Bu adımların faydasını şimdiden görmeye başladık. Mesela mesleki eğitimdeki döner sermayelerin üretim kapasitesi yüzde 63 artışla 700 milyon liraya ulaştı. Buradan elde edilen gelirlerden Meslek Lisesi öğrencilerimiz 42 milyon lira öğretmenlerimizde 102 milyon lira pay aldı. İnşallah önümüzdeki yıl Meslek liselerimizin üretim kapasitesini 1 buçuk milyar liraya çıkartmayı ve böylece Meslek lisesi öğrencilerimizin tamamını bu imkândan faydalanmayı hedefliyoruz.

Meslek liselerimiz de üretilen ürünlerden biri de hızlı antijen kitidir. Sonucu 15 dakika da belli olan bu kit'in kullanım onayı alındıktan sonra okullarımızda uygulamaya sokulacaktır.

Okullarımızın tamamından kütüphane kurmak için Kütüphanesiz Okul Kalmayacak Projesi başlattık. Bu kapsamda 1,5 ay gibi kısa sürede 1500 kütüphaneyi okullarımıza kazandırdık.

İnşallah bu ayın sonunda bu proje tamamlanacak ve kütüphanesiz okul okullarımızın doğalgaz dönüşüm taleplerinin hepsini de karşıladık. Son olarak 15 bin yeni öğretmen ataması ile ilgili süreç devam ediyor.

İnşallah 31 Ocak tarihinde bu öğretmenlerimizin atamalarını tamamlayacağız. Bu atamada ağırlığı 7500 yeni öğretmen ile İstanbul'a vereceğiz. Eğitimdeki okul öğretmen sistem eksiklerini büyük ölçüde giderdiğimiz için inşallah bundan sonra artık enerjimizi kalitenin yükseltilmesine vereceğiz.

Bilindiği gibi dünyamız son 2 yıldır koronavirüs salgını ile mücadele ediyor. Salgının çeşitli varyantlar ve şekillerle daha epeyce zaman hayatımızda kalacağı anlaşılıyor. Avrupa ülkelerinde yeniden kapanmalar başladı. Hamdolsun biz güçlü sağlık sistemimiz yaygın aşılama oranımız ve tedbirlere riayetimizle  bu süreci nispeten rahat geçiriyoruz.

Salgına karşı en güçlü olan tedbir olan kendi aşımızı üretmek için uzunca bir süredir çalışıyoruz. Bunu  grup toplantımızın ardından bu konuda bir müjdeyi canlı bağlantıyla milletimizle paylaşacağız.  Şanlıurfa'daki bu merkez bir diğer adım da inşallah İstanbul'da atacağımız adımla Türkovac inşallah tüm dünya ile tüm insanlık ile buluşacak."

 


Hibya Haber Ajansı