Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

 

Ilısu Barajının hamdolsun finansmanından terör örgütünün saldırılarına kadar her aşamasında önümüze çıkartılan nice engellere rağmen tamamladık.

 

Engellemek için yürütülen karalama kampanyalarını ve bunların gerisindeki kirli niyetleri unutmadık unutmayacağız.

 

Barış kardeşlik huzur ve güç sembolü olan Ilısu Projesi üzerinde gerdanlık gibi dizdiğimiz baraj ve hidroelektrik santrallerimizin en büyüğüdür.

 

Atatürk Barajı'ndan sonraki en büyük 2 gövde hacimli bu barajımızdır.

 

11 milyar metreküp kapasitesiyle ülkemize yıllık 3 milyarlık katkı sağlayacaktır.

 

Dünyanın ülkemizin kuraklıkla karşı karşıya bulunduğu şu dönemde önemli böyle bir eseri hizmeti açmamız çok daha önemli ve anlamlı olduğunu inanıyorum.

 

Her geçen gün daha belirgin hale gelen enerji krizlerine karşı ülkemizi korumak için tüm potansiyelimizi kullanmak mecburiyetindeyiz.

 

Ülkemizin su kaynaklarının tekbir damlasının dahi israfına tahammülümüz yoktur.

 

Kendi kaynaklarımıza dayalı yenilenebilir enerji üretimini de en üst seviyeye çıkarmamız şarttır. Dünyanın bundan sonraki dönemine ilişkin senaryolarının önümüze koyduğu karanlık tablo şimdiden tüm ihtimallere karşı hazırlıklı olmamızı gerektiriyor.

 

İklim değişikliği kuraklık artan nüfus ve kentleşme ile birlikte su kaynakları üzerindeki baskılar giderek artmaktadır. Dünyada son 60 yılda 3 milyardan 8 milyara çıkan nüfusa karşılık yeryüzüne düşen yağış miktarında herhangi bir değişiklik olmamıştır.

 

Üstelik iklim değişikliği ile bağlantılı kuraklık, sel, orman yangını gibi afetler giderek artmaktadır.

 

Mevcut su kaynaklarının %70'den fazlası tarımda yani gıda üretiminde kullanılıyor.

 

Bu durum özellikle gıda üretiminde de sıkıntı olacağını gösteriyor.

 

Türkiye su zengini bir ülke değildir.

 

Elimizdeki su kaynakları etkin ve tasarruflu kullanmak durumundayız. Su kaynaklarımızı tükenmez sınırına ulaşmadan korumak verimli değerlendirmek ve doğru yönetmek artık bir tercih değil mecburiyet haline gelmiştir.

 

Geçmişte petrol için verilen mücadelenin bir benzerinin önümüzdeki dönemde su kaynakları ve gıda üretimi için yaşanacağı anlaşılıyor.

 

İşte bu anlayışla hükümete geldiğimiz günden beri ülkemizi sağlıktan eğitime her alanda olduğu gibi tarım su ve enerji konusunda da geleceğe hazırlamanın içinde olduk.

 

Son 19 yılda inşa edilen ve Cumhuriyet tarihinde yapılanların iki katından fazla olan 613 barajımız da 46 milyar metreküp suyumu su depoları böylece depolanan su miktarımızın toplamda 179 milyar metreküpe çıkardık.

 

Aynı dönemde inşa ettiğimiz 1475 sulama tesisi ile yaklaşık 20000000 dekar alanı sulamaya açtık.

 

Sadece bu alanlardan ülkemizde üreticilerimiz yılda 60 milyar lira gelir artışı sağladı.

 

Arazi su ve üretim girdilerini azaltarak ekonomik olarak daha verimli kullanılabilir hale getirdik. Halen 3,3 milyon hektar alanda çalışmalar devam ediyor.

 

Son 19 yılda yerli ve temiz enerji kaynaklarımızı değerlendirmek için 6 hidroelektrik santralini hizmete aldık. Ülkemizin kapasitesini 32000 megavattan 100000 megavata çıkarmak suretiyle kalkınmanın temel altyapısı olan elektrik enerjisinde herhangi bir sıkıntı yaşanmasının önüne geçtik.

 

Üstelik bu güç artışının üçte ikisi yerli ve yenilenebilir kaynaklar ile gerçekleştirdik.

 

Şehirlerimizin içme suyu ihtiyacını karşılamak için 271 içme suyu ve 21 atık su tesisini hizmete açtık.

 

Bu yatırımlar sayesinde 41000000 vatandaşımıza yıllık yaklaşık 3 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temin ettik. Eğer bu şehirlerimize bu hizmetleri getirmeseydik 2020 ve 2021 yıllarında 44 ilimiz kısmen veya tamamen susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekti.

 

Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz Su Şurasının sonuç belgesini 21 Ekim'de kamuoyuna açıkladık. Böylece su ile ilgili kısa orta ve uzun vadeli stratejik yeri belirleyerek suyun geleceğini planladık ve yol haritamızı oluşturduk.

 

Önümüzdeki dönemde de su alanında yeni yatırımlar yapmaya suyun gücünü milletimizle buluşturmaya devam edeceğiz.

 

Ulusunun su enerjisi yatırımı olmanın yanında kültürel ve sosyal gelişimi sağlayacak yapısal dönüşüm boyutu da bulunmaktadır. Proje kapsamında inşaat çalışmaları yanında çevre yeniden yerleşim ve kültürel miras konularında pek çok yatırımı hayata geçirdik.

 

En çok istismar edilen Hasankeyf başta olmak üzere tüm tarihi ve kültürel varlıkları özenle koruyarak gelecek nesillere miras bıraktık.

 

Bugün buraya Kültür Turizm Bakanımızı da yanıma alarak geldik. Niye? Çünkü bütün kültürel değişimi görmenizi istiyorum ki yerinde izleyelim ve artık burası turistlerin tamamen uğrak yeri olsun. Hasankeyf ilçemizdeki tarihi eserleri bilim komisyonu ve koruma kurulu onayıyla başarıyla taşıyarak yeni yerlerine yerleştirdik.

 

Bu eserlerden Zeynel Bey Türbesi, Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi, El Rızk Cami ve Eyyubi Cami tek parça orta kapı ise 3 parça halinde Hasankeyf Kültürel Park alanına taşınmışıdır.

 

Bay Kemal bunlar öyle lafla olmuyor: Lafla peynir gemisi yürümüyor.

 

Bölge halkının hayat biçimine uygun müstakil bahçeli teraslı konutlar şeklinde inşa ettik.

 

Terör örgütünün yan kolu HDP siz yapabilir misiniz?

 

Bu kapsamda 875 konutu 154 iş yerini tamamlayarak hak sahiplerine verdik.

 

Ayrıca Hükümet konağı, belediye, emniyet, Jandarma binaları, devlet hastanesi, kütüphane, spor salonu, lise, yüksekokul, arıtma tesisi, cami, okul gibi kamu hizmet birimleri de tamamlanarak hizmete alındı.

 

Yani biz burada benim Kürt kardeşlerim var. Kürt kardeşlerimi biz ihmal edemezdik etmedik ve onlara da bu eserleri kazandırdık

 

Bölgedeki yollarını daha yüksek standartlı bir şekilde yeniden yaptık. Yeniden yerleşim tarihi ve kültürel varlıkların korunması baraj inşaatı, yol inşaatları ve diğer harcamaları ile birlikte projenin maliyeti toplamda 20 milyarlık bulmuştur.

 

Ilısu ve Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali geçen yılın 19 Mayıs'ından bugüne kadar yaklaşık 4 milyar kilovatsaat enerji üretimi gerçekleştirerek ekonomimize 2,6 milyar lira katkı sağladı.

 

 

Hibya Haber Ajansı