Yunanistan Savunma Bakanı Panagiotopulos, Türkiye'de hazırladığı paneldeki ifadelerle, Türkiye'nin uluslararası hukuka aykırı hareketinde tüm riskli adımları atıyor.

Akar, Pangiotopulos'u, merhum Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve yaz sezonunda küçülme çabaları için umutları olan, geleceği olan bir eylem olarak nitelendirdi.

"MANTIKSAL KONUŞMAYA DAVET EDİYORUM"

"Değerli meslektaşımı bencillikten, duygusallıktan uzak, makul, mantıklı, adil ve objektif olarak ülkelerimiz arasındaki antlaşmalar, uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde düşünmeye ve konuşmaya davet ediyoruz" diyen Akar, 

Uluslararası hukuk söylemini dilinden düşürmeyen, Türkiye’yi her fırsatta uluslararası hukuka saygılı olmayan ülke olarak itham eden Yunanistan, Türkiye’nin tüm olumlu ve yapıcı çabalarına rağmen provokatif, hukuk tanımaz, kendi imzaladığı anlaşmalara dahi riayet etmeyen, uzlaşmaz ve gerginliği tırmandırıcı tavrını sürdürmektedir. Ayrıca Yunanistan, NATO’ya milli imkanlarımızla sunduğumuz ve müttefiklerin desteklediği, müşterek eğitim merkezimize dahi basit gerekçelerle inatla karşı çıkıyor. Üstelik bu eylemlerini haklı göstermek için de gerçeklerden uzak, olumsuz ve tahrik edici açıklamalarda bulunmaktadır. İşin esası şudur ki, Yunanistan’ın tahrik maksadıyla yaptığı tatbikatlar, anlaşmalara aykırı şekilde gayri askeri statüdeki adaları silahlandırması, Ege’de ve Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuka aykırı ve akla mantığa sığmayan talepleri gerginliği artırmaktadır. 1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşmalarının açık hükümlerine rağmen gayri askeri statüdeki adalar kime karşı ve niçin silahlandırılmaktadır? Antlaşma hükümleri açıkça ortadadır ve muhataplarımız bunları gayet iyi bilmektedir." ifadelerini kullandı. 

Doğu Akdeniz'e de değinen Akra, 

"Ancak bunun matematikten uzak, ham bir hayal ve beyhude bir gayret olduğu, en büyük zararının da Yunan halkına olacağı görülmeli, bilinmelidir. Şu hususun da altını özellikle çizmek isterim ki Yunanistan ile aramızda olan sorunların çözümü üçüncü taraflar değildir. Dolayısıyla Yunanistan’ın Türkiye ile olan problemlerini, Türkiye-AB, Türkiye-ABD, Türkiye-NATO gibi üçüncü tarafların problemi haline getirmeye çabaları ne hukuki ne de ahlakidir. Biz Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inanıyor ve bunun için çaba sarf ediyoruz. Uluslararası hukuk, ikili hukuk ve tarihi süreç bakımından da haklı olduğumuzun bilincindeyiz ve dolayısıyla çok rahatız. Gücümüz de bu haklılığımızdan kaynaklanmaktadır." dedi.