Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

*Ülkeyi 2 gündür işgal eden tartışmaları ayrıntıları ile değerlendirdik. Her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem hem üslubu hem yöntemi ile art niyetli bir girişimdir. Emekli amirallerin vazifesi 104 tanesi bir araya gelerek siyasi bir tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir. Tartışmanın sebebi kesinlikle ifade özgürlüğü meselesi değildir. Hiçbir isme medyadaki ve siyasi alandaki açıklamaları nedeniyle herhangi bir soruşturma açılmış değildir. Bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması asla kabul edilemez.  Emekli amiral sıfatıyla da olsa böyle bir girişim, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik bir bühtandır.

*Hiçbir emekli kamu görevlisinin topluca böyle bir yola tevessül etme hakkı yoktur. 

*Biz bildiri yayınlanır yayınlanmaz tüm siyasetçilerin karşı duruşlarını güçlü bir şekilde beklerdik. Her zamanki gibi bizim muhatabımız millettir, yol haritamızı milletle paylaşmak için bir araya geldik, hadlerini yine milletimizle birlikte göstereceğiz.

*27 Mayıs'ta merhum Menderes'e böyle yapmışlardır. 28 Şubat'ta ülkenin meşru yönetimine bu pervasızlıkla saldırmışlardır. 

*Bu meseleyi siyasi istismar aracı haline getirmek isteyenler çıkacaktır. Onlarla sandıkta hesaplaşacağız. Milletimiz kimin demokrasinin ve hukuk devletinin yanında durduğunu görüyor.

*Demokrasi ve hukuk içinde çözülecek meselelerin darbe imalı bildirilerin bahanesi haline dönüştürülmesi anayasaya yönelik açık tehdittir.

*Kendi ülkelerinin ve milletinin felaketinden iktidar devşirme peşinde koşan muhterisleri milletimizin takdirine havale ediyoruz.

*Uzun görüşmelerin ardından İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Montrö Sözleşmesini imzaladık.  Montrö sözleşmesi dönemin şartlarında önemli bir kazanımdır. Montrö'nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor, daha iyisi için imkan bulana kadar bu sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz. Montrö'yü imzaladığımız tarihten beri akademi dünyasında, medyada askeri cenahta pek çok görüş ortaya konmuştu. Amaç Montrö sözleşmesi ile ilgili tartışmaya katkı sağlamaksa bildiri yayınlamak değil, akademik dünyada ya da medyada görüş bildirmektir. Ama gelecekte bu ihtiyaç ortaya çıkarsa, ülkemizi daha iyisine kavuşturmak üzere her sözleşmeyi gözden geçirmekten de çekinmeyiz.

*Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağlantı tamamen yanlıştır. Montrö Sözleşmesinden çıkmayla ilgili halihazırda ne bir çalışmamız ne de böyle bir niyetimiz vardır. Türkiye'nin milli egemenlik haklarını tahkim edecek bu projeye karşı çıkanlar, en büyük Atatürk ve cumhuriyet düşmanıdır.

*TSK'nın disiplin anlayışıyla bağdaşmayacak fotoğraf veren askere olumlu bakmadık, bakmayız. Münferit bir hadise olduğu açıkça bellidir. TSK zaten kendi içinde çok yönlü idari soruşturmayı başlatmıştır.