1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumunda önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslamofobi başta Batı olmak üzere dünyanın birçok yerinde kanser hücresi gibi hızla yayılıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımını özel parantezlere koyanlar bu kez Müslümanları hedef tahtasına koyuyor" dedi.
Erdoğan ‘Bunun bir İslam korkusu değil, açık bir İslam nefreti olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. İslamofobi bir kanser hücresi gibi hızla yayılıyor. Anadolu ve Kudüs'ü fethetme hayaliyle gerçekleşen Haçlı seferleri, yıkımla dünya tarihinin akışını değiştirdi. Batı, Türklerin oryantalizm adı altında somutlaştırdığı Doğu toplumlarına kin besliyor. Son örnek terörist İsrail'in bayrağını Avusturya Başbakanlık binasına çekmesi ve bunun nereye gideceğini anlamak mümkün. Bosna'daki katliamlardan Türkistan ve Filistin'deki trajedilere kadar yakın tarihte İslamofobinin neden olduğu acıların pek çok örneği var.
Amerikan yönetiminin 11 Eylül saldırılarının ardından başlattığı 'Müslümanları şeytanlaştırma' stratejisi, pek çok toplumun kültürel yapısında zaten var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür. Azalan nüfus artışı hızları sebebiyle demografik tehditlerle karşı karşıya kalan Batı ülkeleri kendi kamuoylarını faşist söylemler oyalayarak geçiştirmeye çalışıyor. Kutsal kitabımıza, dini tercihleri ifade eden sembollere yönelik saldırılar bizzat devletler tarafından himaye edilmektedir.
İstatistikler sorunun ulaştığı vahim boyutları göstermektedir.
Batı'da son 5 yılda yüzde 250, bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin oranı yüzde 700 artmıştır. STK'lara 15 binin üzerinde İslam düşmanlığı hadisesi bildirilmiştir
Kendi ülkemizde bile bu hastalığın çeşitli tezahürleri ile karşılaştığımız gerçeğini unutmamalıyız.
Ezana, camiye, başörtüsüne tahammül edemeyenlere rastlayabiliyoruz. yıllardır süren laiklik tartışmalarının gerisinde dini özgürlüklerin korunmasından ziyade yasaklanması niyetlerinin yol açtığı gerilimler vardır.
Bu çarpık zihniyet darbelerin en büyük bahanelerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır.
İsrail'in Filistin şehirlerinde yol açtığı yıkımın ve katliamın üstünü örterken kendi hayat hakkını koruyan insanların direnişlerine terör yaftası yapıştıran medya düzeninde işimizin zor olduğu ortadadır. 28 yıl önce PKK tarafından Bingöl - Elazığ yolunda alçakça şehit edilen 33 sivil ve silahsız askerimizi rahmetle yad ediyorum. Bize düşe görev gerçekleri dünyaya anlatmak için çalışmaktır. Dünyadaki mültecilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyorsa ortadaki öncelikle çözülmesi gereken birlik, dayanışma sorunu var demektir. İslam dünyası kendi arasında vahdeti tesis ettiğinde İslam düşmanlığına karşı verilecek mücadelenin kısa sürede neticeye ulaşması mümkündür. Bu tehdide maruz kalan tüm toplumların ve ülkelerin bir araya gelerek uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır.