Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları ise şöyle:

"İnsansız hava araçları teknolojisinde ulaştığımız seviye, savunma sanayiindeki kabiliyetlerimizin tüm dünya tarafından kabul edilen başarısının ifadesidir.

Taarruzi insansız hava aracımız Akıncı ile birlikte Türkiye bu teknolojide dünyanın en ileri 3 ülkesinden biri olmuştur.

Afganistan'da anneler çocuklarını dikenli tellerin ardındaki yabancı askerlere teslim etmek zorunda kalıyorsa vicdanlar buna nasıl suskun kalabilir?

Şimdi soruyorum sizlere, Afganistan'da anneler, çocuklarını dikenli tellerin ardındaki yabancı askerlere teslim etmek zorunda kalıyorsa, vicdanlar buna nasıl suskun kalabilir.? Filistin'de uçurtma uçurması gereken çocukların bomba seslerinden korkan kardeşlerini teskin etmek için çırpındıkları bir dünyada başlar nasıl huzurla yastığa değebilir.?

Suriye'nin yerle bir olan şehirlerinde anne, babalar enkaz yığınlarında evlatlarının cansız bedenlerini ararken, dünyanın geri kalanı kendi evlatlarının geleceğine nasıl güvenle bakabilir? Umut yolculuğuna çıkan mültecilerin bedenleri, Akdeniz'in, okyanusların karanlık sularında kaybolurken insanlık buna nasıl bigane kalabilir.?

Dünyanın dört bir yanında benzer zulümler, farklı sebep ve şekillerle yaşanıyorsa, hangimiz sırtımızı mazlumlara ve mağdurlara dönerek yaşamaya devam edebiliriz? Tüm bu acı tablolar, insan onuruna yaraşır bir hayatı sadece kendilerine reva görenlerin eseridir.

Elbette bu sorunlar çözümsüz değildir. Tarihinin hiçbir döneminde adı soykırımla, sömürgeyle, katliamla, işgalle anılmamış, umudu, vicdanı, huzuru temsil eden bir medeniyet tasavvurunu yeniden inşa ederek, karanlık tabloyu tersine çevirebiliriz ama önce buna niyetlenmek gerekiyor. En acısı da karşımızda öyle bir niyetin olmamasıdır.

Halbuki teknoloji, huzuru getirmek, savaşları bitirmek, soykırımları engellemek, refahı sağlamak için kullanıldığında tüm insanlığa hizmet edecektir.

Türkiye olarak prensibimiz, geliştirdiğimiz her teknolojiyi ülkemizle birlikte insanlığın tamamının faydasına sunmak, hayrına kullanmaktır.

Savunma sanayiinde de aynı bakış açısıyla, aynı hissiyatla hareket ediyoruz. Bugün Suriye, Libya, Azerbaycan'da önüne geçtiğimiz insanlık dramları işte bu anlayışın bir sonucudur. Türk askerinin adım attığı her toprakta, Türk bayraklı İHA ve SİHA'ların havalandığı her sema, işte bu sebeple huzur buluyor.

Güney Asya'dan Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'dan Balkanlara kadar gittikleri coğrafyaların insanlarıyla, göz hizasında konuşmaya bile özellikle tenezzül etmeyenler, elbette bu durumdan memnun değildir. Hayatları boyunca hep karşısındakinden bir şeyler çalmanın, hep kendine çalışmanın derdinde olanlar, elbette bu tabloyu iyi karşılamıyor.

İşte bu sebeple, bölgemizdeki ateş çemberinin içine Türkiye'yi de alacak şekilde genişletmeye çalışıyorlar. Çeşitli zamanlarda PKK'yı, FETÖ'yü, DEAŞ'ı, YPG'yi öne sürüyorlar. Ülkemizi türlü badirelerinin içine çekmek gayretinin gerisinde, hep bu strateji var. Terör örgütlerinin işe yaramadığı durumlarda, gizli, açık ambargolarla, ekonomik tuzaklarla, diplomatik sinsiliklerle netice almaya yöneldiler.

Allah'ın yardımı ve milletimizin birliğine, beraberliğine ve kardeşliğine sahip çıkması sayesinde hem sahada hem masada tüm bu oyunların üstesinden geldik.

Türkiye'nin geçtiğimiz 19 yılda elde ettiği netice, 84 milyon insanımızın ortak başarısıdır. Bu başarıda, dünyanın dört bir yanında yüreği bizim için çarpan yüz milyonlarca kardeşimizin de büyük payı vardır.

Dünyada örneklerini daha sıkça görmeye başladığımız, geçmişte milletçe de acı şekilde yaşadığımız acı tecrübeler bize, Türkiye'nin her alanda mutlaka gücünü artırması gerektiğine işaret ediyor. Bosna Hersek'te, Karadağ'da bunu gördük.

Eğer bölgemizde ve dünyada istikrar, huzur ve düzen sağlanacaksa bunun Türkiyesiz gerçekleşebilmesi düşünülemez.

Bölgemizde bir taşı bile yerinden oynatmak isteyen önce Türkiye'nin rızasını arayacak.

Bayraktar TB2'lerimizi Ukrayna, Katar ve Azerbaycan'a ihraç etmiş durumdayız, yeni yeni ihraç anlaşmaları da yapıldı, yapılıyor.

Milli SİHA'larımız için daha pek çok ülke sırada bekliyor.

Şimdi hedefimiz, kendi inşa ettiğimiz kısa pistli uçak gemilerimize inip kalkabilen SİHA'lar geliştirebilmektir."


Hibya Haber Ajansı