Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, düzenlediği basın toplantısında, Narin Güran cinayetinin tüm delilleriyle ortaya çıkarılması için çok geç kalındığını ifade etti.

Eren, düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:

"Baro Narin'in kaybolduğu ilk andan itibaren soruşturma sürecine de kamuoyunda duyarlılık oluşturmak için de devredeydi. Narin ve onun gibi çocukların dosyalarına baromuz hep müdahil olmuştur. Biz dosyaya müşteki olarak başvuru yaptık. Aileyle ilgili ilk şüphe 8 gün sonra dikkate alındı. Oysa biz geçmiş tecrübelerimizle paralel olarak yakınların yeri geldiğinde fail olabileceğini belirttik. Ama nedense ilgili birimler hiçbir şekilde bunu dikkate almadı. Tanık beyanlarıyla 'Narin kaçırıldı' algısı oluşturdular. Bu anlamda geç kalındığını düşünüyorum. Her evden örnek alınmalıydı.

Köyde arama yapan görevlileri köylülerin yönlendirdiğine dikkat çeken Eren, "Adli soruşturmada şüphelinin üzerindeki izlerin aradan zaman geçti denerek belirlenemediği söylendi. Basın diş izleri Narin'in diye haber yapıp sonra tam aksi yönde yaptı. Halbuki iki türlü de bu belirlenemedi. Nevzat gözaltına alındığında adeta bir gizli tanık, adeta kendisinin itirafçı olduğu algısı kamuoyuyla paylaşıldı. Bu da doğru değil. Kamuoyuna yanlış bir saat verdi ancak Narin 15.15 ile 15.40 arasında öldürülüyor. Nevzat tarafından da torbaya konuluyor." dedi.

Basında çıkan çarpıtma haberlere de tepki gösteren Baro Başkanı Nahit Eren, ""21 Ağustos'ta Narin kaybettirildi, 8 Eylül'de cansız bedeni bulundu. Yayın yasağı vardı biliyorsunuz, hep şu ricada bulunduk; lütfen yayın yasağıyla gizlilik ihlalini karıştırmayalım. Şu itirazı hep yaptık; biz de yayın yasağına karşıyız ama soruşturmaya zarar vermeyelim. Ama bazı yayın organlarının, etik olmayan, haber hakkı kapsamında görmediğim yöntemlerle elde edilen tutanaklar paylaşıldı. Kamuoyu tabii ki Narin ile ilgili sağlıklı bilgi almak istiyor. Bu duyarlılık çok değerli, bu sayede adalette önemli bir noktaya geldik. Bilgi kirliliğini gidermek için buradayız." dedi.

Narin'in evine yakın bir mesafedeki kayalıkların üzerinde tespit edilen kan izelerine yönelik ise, "Köyde bulunan kayalıklardaki kan örneğinin mahalle sakinlerinde bir çocuğun burun kanamasından oluştuğu açıklandı ancak bu hangi bilimsel veriye göre yapılıyor? Hala DNA sonuçlarını bekliyoruz. Böyle bir rapor henüz yok. Sadece köy sakinlerinin söylemleriyle hareket ediliyor. Görevliler onların ifadeleriyle yönlendirilmiş." ifadelerini kullandı.

Narin'in öldürüldükten sonra dereye bırakılmadan önce açıkta kaldığını vurgulayan Eren, "Bir otopsiye katıldım, bir sonuç çıktı ve ön adli rapor dediler. O tutanaktı, adli rapor değildi. Bir tespit raporuydu, o da yanlış lanse edildi. Nevzat'ın ifadeleri de çarşaf çarşaf yayımlandı. Orada torbaya ilişkin ifadeler var. Narin'in bacağının dışarıda kaldığını söylüyor, o bacak kopmuştu doğrudur. Ama savcılık tutanağına göre dizden aşağıdaki kemiklerin üzerinde bir et parçası yok. Narin'in bacağı dışarıdan bir canlının müdahalesiyle kopmuş görünüyor." dedi.

Amca Salim Güran'ın tekrar ifade vermesi gerektiğini savunan Nahit Eren, "Dün ifadeleri alındıktan sonra tutuklanan kişilere vakıfsınız. Bu ifadelerden sonra yeni deliller de göz önüne alındığında amca Salim'in en kısa sürede ifade işlemleri için savcılığa getirilmesi lazım. Verdikleri tüm ifadelerde tüm söylemler yer zaman itibarıyla tamamen çelişiyor. Olayın oluş tarzına yönelik ifadeler tutarlı değil. Tutuklu olmayanların da ağız birliği ettiği görülüyor. Birileri tarafından ilk günden nasıl ifade verecekleri aktarılıyor." diye belirtti.

İlk gün aileden şüphelenilmesi halinde Narin'in bulunabileceğine dikkat çeken Eren, "Nevzat'ın Narin'in bedenini amcasının talebiyle gizlediği beyanı var. Bu olayın faillerinin ortaya çıkacağı inancındayım. İlk gün aileden şüphelenip adım atılmış olsa Narin bulunurdu. Şu an Narin'den alınan DNA örneklerine bakınca, suyun sıcaklığın niteliğine göre, 19 gün suda duran bir bedendeki diğer DNA örneklerinin kaybolması olağan. Ancak adli tıpta pek çok seçenek var. Narin'in kırmızı eşarbı, mor eteği çantasının içerisindeydi. Dişlerinden, elbisesinden, terliklerinden, tokasından 91 numune alındı ve başkasına ait DNA bulunamadı." diyerek vurguladı.

Narin cinayetinde 8 tutuklu olduğu halde katilin halen daha bulunamadığına dikkat çeken Eren, "Biz burada şu anda hiç kimseye hüküm giydirmiyoruz. Tutuklama dediğiniz şey zaten kuvvetli şüpheyle olur ama masumiyet karinesine inancımız da tamdır. Diyarbakır Barosu, kim olursa olsun Narin faillerinin cezasız kalmasına izin vermeyecek." dedi.

Kayıp 30 dakikanın tespit edilmesi halinde cinayetin çözümleneceğini savunan Eren, "Narin 30 dakika içinde öldürülüyor, alınıp götürülüp gömülüyor. Dikkat çekmek istediğim nokta o 30 dakikada kimin nerede ne yaptığının belirlenmesi. Bu olduğunda her şey çözülecek ve katil ortaya çıkacak. 10 tutuklu var, katil yok. Hiçbir cinayeti üstlenmedi, katili de söylemedi." dedi.

 

Sivil Düşünce