Ömer Polat'ın sunduğu Siyasi Görüş programına konuk olan Ayhan Bilgen, Kürt sorununa yönelik açıklamalarda bulundu.

Polat'ın "Kürt sorunu var mı?” sorusuna yönelik Bilgen, “'Sorunumuz yok’ denildiğinde yok olmuyor. Sorunun niteliği değişir; 90’lı yıllardaki aynı sorun mu? Ya da Cumhuriyetin ilk yıllarındaki aynı sorun mu? Hatta Osmanlı’nın son dönemlerindeki aynı sorun aynı sorun mu? Elbette ki sorunun değişimini görmek, farklı cephelerinden farklı yorumlar yapmak mümkün ama ortada öyle ya da böyle ülkeyi de aşan bir sorun var. Suriye’de de bir sorun var, Irak’ta da bir sorun var, İran’da da var. Bu genellikle güvenlik boyutuyla, dış politika boyutuyla gündeme geliyor. Sanırım burada Cumhurbaşkanı’nın kastettiği ayrımcılık olmadığı, kimliğin inkarına dair durumun aşıldığı, en azından 90’lı yıllardaki konseptten çıkıldığı yönündedir ama adına Kürt sorunu koysanız da koymasanız da bir sorunun olduğu belli ki Türkiye’nin Suriye politikasını, hatta Türkiye’nin Avrupa Birliği politikasını, Türkiye’nin Amerika politikasını etkiliyor ve belirliyor." ifadelerini kullandı.

Ayhan Bilgen, Türkiye ve Rusya'nın arasında tartışmaya neden olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, Türkiye'nin ‘Kırım’ın ilhakını’ tanımayacağı ve ‘Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması’ gerektiğine yönelik açıklamalarına ilişkin, "En son Türkiye’nin Kırım’la ilgili bir açıklaması dolayısıyla Rus Dış İlişkileri şunu hissettirdi; “Siz, Kırım’la bu kadar ilgilenirseniz biz de Kürt sorunuyla ilgili oluruz” demeye getiren sözler sarf etti.” dedi.
 
“Kürtler ne istiyor?”
Bilgen, Kürtlerin ne istediği sorusuna yönelik, "Aslında Kürtlere özgü taleplerden çok ülkede herkes, hepimiz eşit vatandaşlar, eşit yurttaşlar olarak, vergi veren, ülkeyi seven, bu ülkede eşit biçimde yaşamaktan onur ve mutluluk duyan insanlar olarak… farklılıklarımızı koruyarak ama ortak değerlerimiz etrafında birbirimize saygılı bir şekilde birlikte yaşamak istiyoruz. Bunun dışında bir özel talep değildir bence. Bir Türk için ne söz konusu ise bir Kürt için de olmalıdır. Bir Çerkes için de Arap için de olmalıdır… Bir Sünni için ne talep varsa, bir Hristiyan ya da bir Alevi için de aynı talep olması gerektiği gibi. Devlet, herkesin ortak çatısı ise ve herkes bu çatının altında bir şekilde hayatını devam ettiriyorsa, bu çatı herkese, hepimize eşit mesafede durmak ve hizmet vermekle mükellefse gayet tabi burada bu eşitliği sağlamak, geçmişten gelen bir haksızlık varsa bunu hakkaniyetle 'pozitif ayrımcılık ve dezavantajlı grup' olarak ifade edilen kategoride bunu telafi edecek işler yapmaktır." şeklinde yanıt verdi.

Sivil Düşünce Haber Portalı