TÜİK’in Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturarak açıkladığı Aralık ayı GTS (Genel ticaret sistemi) dış ticaret verilerine göre; Türkiye’nin ihracatı 2021 yılının Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %24,9 artarak 22,28 milyar USD olurken, aynı dönemde ithalat %29,9 artarak 29,07 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Böylece dış ticaret açığı, Aralık 2020 – Aralık 2021 dönemleri arasında %49,3 artmış ve 6,79 milyar USD olmuştur. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise söz konusu dönemde %79,7’den %76,6’ya gerilemiştir.

 

Aralık ayı içerisinde en çok ihracat yaptığımız ülke Almanya olurken, onu ABD, İngiltere ve Irak takip etmektedir. Avrupa Birliği’ni oluşturan 27 ülkeye ihracat %23,3 artarak 8,86 milyar USD olurken, AB’nin toplam ihracatımız içindeki payının %40,3’ten %39,8’e gerilediği görülmektedir. İthalat kalemlerinde; Aralık 2021’de ilk sırayı Rusya alırken, onu Çin, Almanya ve ABD izlemiştir. Aralık ayında ara malların (hammadde) toplam ithalat içindeki payı artarken, sermaye ve tüketim mallarının payı azalmıştır. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracatının toplam ihracatımız içindeki payı %3,6 olurken, aynı grubun ithalatının toplam ithalatımız içerisindeki payı ise %11,5 olmuştur.

 

ÖTS’ye (Özel ticaret sistemi) göre, Türkiye’nin ihracatı 2021 yılının Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %25,2 artarak 21,17 milyar USD olurken, aynı dönemde ithalat %30,3 artarak 27,42 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise söz konusu dönemde %77,2 olmuştur.

 

 

İhracat, ithalat ve dış ticaret dengesi, Aralık 2021… Kaynak: TÜİK, Ticaret Bakanlığı, Bloomberg

 

Yıl genelinde ihracat gücü ciddi şekilde artarken, Aralık itibariyle özellikle yaşanan fiyat gelişmeleri ve ara malındaki talep inelastikiyeti ithalatın da dikkat çekici bir artış momentumu içerisine girmesini beraberinde getirmiştir. İthalat artışının, özellikle enerji ithalatındaki artış etkisiyle ivme kazanması Aralık ayında dış ticaret açığının hem Kasım ayına göre, hem de Aralık 2020’ye göre açılmasına neden olmuştur. Aralık ayında yaşanan gelişmeler, özellikle döviz kurundaki yüksek oynaklıkla beraber artan bir dış fatura ile karşı karşıyayız. Döviz kurlarındaki görüntü, sadece Aralık ayının son haftasında biraz gerilemeye işaret etse de, içeride halen oldukça yüksek bir enflasyon ortamı yaşanmaktadır. Aynı zamanda, temel enflasyonist eğilimler ve bunu yaratan döviz kuru gelişmeleri bizi ara malı ithalatında zorlamaya devam edeceğinden, cari fazla vermeye yönelik tahminlere çekinceli yaklaşmaktayız. Çünkü, Türkiye’nin ara malı ithalatı bağımlılığının artması (Aralık itibariyle toplam ithalattaki payı %79,3), ithalata bağlı ihracat yapma eğiliminin ağırlıklı olarak sürdüğüne işaret etmektedir.

 

Bu noktada, Türkiye’nin mevcut ithalata bağlı ihracat modelinin değişmesine yönelik yapısal çalışmaların ilerletilmesi gerekliliği ortadadır. İthal ara malının Türkiye’de belli oranda üretilebilmesini sağlamak, veya Türk şirketlerinin yurtdışı pazarlarda stratejik avantajlar da sağlayacak aktifliği yakalaması gerekmektedir. Bunun haricinde, yüksek teknoloji tarafındaki %3’lerde olan ihracat ağırlığının artırılması, katma değeri yüksek mal gruplarında küresel pazar rekabeti açısından kritik bir yerde durmaktadır. Türkiye’nin ara malı ve üretim maliyetlerinin üzerine yüksek kar marjı ekleyebileceği yüksek kaliteli üretime ve bunun ihracına ağırlık verecek bir model inşa etmesi, ithal ikamesini de küresel fiyat dalgalanmalarına karşı minimal etkileşimde kalması için artırması gerekmektedir. Yeni ekonomi modelindeki cari fazla verme ve net ihracatçı olma isteğine yapısal bir yaklaşım getirilmesi gerektiğini düşünürüz.

 

Cari denge projeksiyonları açısından; avantajlı ve dezavantajlı olduğumuz konular var. Turizm gelirleri tarafında olumlu noktadayız. Salgın etkilerinin azalması, turizm gelirlerinin artması veya normal yıllar ortalamasında seyretmesi açısından önemlidir. Benzer etkenler, ihracatın artışı açısından da önemlidir; çünkü tedarik zincirlerine ve lojistiğe dair salgın etkili durumlar hem dış talep, hem de net ihracat görünümümüz açısından belirleyici bir yerdedir. Altın ithalatı ise, bu sürede 2020’deki ekstrem durumdan sıyrılarak normal ortalamaların bile aşağısına gerilemiştir, bu sayede toplam ithalat üzerinde ilave baskı görmemekteyiz. Dezavantajlı konumumuz, çok yoğun şekilde TL’nin sert değer kaybı ve artan enerji maliyetleri üzerinden ithalat kısmından gelmektedir. İthalattaki birim hacim etkisi enerji talebinden dolayı azalma göstermediğinden, TL’nin değer kaybı fiyat etkisinin artmasına ve dış açığın artmasına sebebiyet vermektedir. Yeni ekonomi perspektifinde ana motivasyon büyüme ivmesinin desteklenmesi yönünde… Bu da para politikasının ve mali politikaların geniş kalmasına yönelik durumun geçerli olacağını göstermektedir. Bu nedenle 2022 yılına dair cari fazla tahminlerine biz çok daha ılımı yaklaşmakta, çekince faktörlerinin değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Aralık ayında cari açıkta yaklaşık olarak 4,9 milyar dolarlık bir gerçekleşme olabilir. Bu da 2021 yılını 16 milyar dolara yakın bir cari açıkla (GSYH’nin %2,1’i) kapatmış olabileceğimizi göstermektedir.

 

 

İhracat ve ithalat gelişim hızı, Aralık 2021… Kaynak: TÜİK, Ticaret Bakanlığı…

 

Büyüme projeksiyonları açısından; sanayi üretiminde Ocak ayında söz konusu olan enerji kesintilerinim ve devam eden tedarik sıkıntılarının aşağı yönlü risk yaratabileceğini düşünmekteyiz. Dış ticareti etkileyen faktörlerin, özellikle ara malı gereksinimi üzerinden içeride üretim bandına da etki edeceği düşünülmelidir. Öncü verilere bakıldığında, imalat PMI Aralık ayında 52,1 ile Mayıs 2021’den beri genişleme bölgesinde kalmayı sürdürmektedir. Sanayi üretiminde ise yıllık genişleme halen geçen senenin olumsuz etkilerinden geri dönüş etkisiyle güçlü büyüme noktasındadır. Bu momentumların 2022 yılı itibariyle yavaşlayacağını düşünüyoruz. Buna bağlı olarak, 2021 için %10,8 olarak gerçekleştiğini hesap ettiğimiz GSYH büyümesinin 2022 yılında %4 bandına doğru yavaşlayacağını düşünüyoruz. 

Kaynak Tera Yatırım-Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı