SİVİL DÜŞÜNCE / ÖZEL RÖPORTAJ
Semra POLAT


Optimar Araştırma Dan. A.Ş Başkanı Hilmi Daşdemir'in ''Sivil Düşünce'nin sivil inisiyatif anlamında yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik ediyorum'' diyerek başladığımız röportajda sorularımızı samimiyetle cevaplandırdı. 

İşte röportajımız:

15 Temmuz’dan sonra Türkiye’deki siyasi eksende nasıl bir değişiklik oldu?


Partilere baktığımızda AK Parti, FETÖ ile ciddi anlamda mücadele ediyor gibi gözüküyor. Her şeye rağmen, içindeki FETÖ’cü siyasetçilere rağmen… ancak siyasal ayağına dokunma noktasında çok cesur davranılamıyor. Anlaşılabilir bir durum olmakla birlikte, orta vadede AK Parti’yi ciddi manada sıkıntıya sokacak bir durum. AK Parti’nin başarılı olabilmesi için her alanda FETÖ ile mücadele edecek iradeyi ortaya koyması gerekiyor. Diğer türlü, ileride çok ağır bedeller ödeyebilir.

’Kılıçdaroğlu ile ekibinin bir proje oldukları açık’’
CHP’nin ilk başta darbe karşıtı bir söylem içerisinde bulundu. Ancak bir süre sonra gevşediği, darbecilerin argümanlarını kullandığını gözlemledik. Mağdur edebiyatı üzerinden, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı’ya katılmasındaki iradesi gibi. Bunlar çok açık belliydi. Kılıçdaroğlu ile ekibinin bir proje oldukları açık. Baykal’a yapılan komplo ve ardından Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa getirilmesi ile birlikte seçimde CHP’nin net bir mezhep partisi pozisyonuna düşürülmesi bir projeydi. Bu komplo, geçtiğimiz yıllarda hatırlarsınız, uluslararası örgütler Türkiye’de operasyon yapmak istediklerinde DHKP-C gibi örgütlere havale ederdi. Son dönemde de bunun birkaç aktörü olmaya başladı; PKK, diğer yandan FETÖ…gibi. Aynısını MHP’ye de yapmışlardı. CHP bu anlamda çok yanıltarak ‘’darbeye karşıyız’’ gibi söylemler söylemiş olsa da, tabanda AK Parti’den kurtulmak adına o gece halay çekenler, asker geldi AK Parti’den kurtulacağız’’ gibi slogan atanlar oldu. Bunlar CHP’nin darbeyi seven geçmişteki tavrını tekrar sergilemiş oldu. FETÖ ile işbirliğinin göstergesi aslına bakarsanız.
MHP diyor işte ‘’FETÖ’cüleri siz getirdiniz, bürokrasiye siz soktunuz’’ diye. Sonra bakıyorsunuz FETÖ’cü belediye başkanları, genel başkan yardımcıları, daire başkanlarına kadar yer almışlardı.
HDP bunlarla her anlamda müttefik oldukları için konuşmaya bile gerek yok. Tamamen FETÖ ile işbirliği var.
Siyasi anlamda Türkiye’nin felaha kavuşması için her anlamda FETÖ’cülerin temizlenmesi bunu da AK Parti’nin yapması gerekir ki diğerlerine söyleyecek sözü olsun.

MHP’nin izlediği politika doğru bir düzlemde seyrediyor. Bahçeli’nin FETÖ’ye karşı dik duruşu, Yenikapı ruhunu diri tutması, Türkiye’nin en büyük ihtiyaç ve taleplerinden biri olan Başkanlık Sistemini destekliyor olması AK Parti tabanından MHP’ye oyların kaymasına neden oldu mu?

AK Parti tabanından birçok kişi siyasal uzantıyla mücadele edilmediği için ‘’MHP’ye oy vereceğim’’ gibi birçok söylem duyuyoruz. Bu ne kadar doğru bilemeyiz ama Türkiye’nin geleceği için AK Parti ve MHP’nin zaman zaman birleştiğini, bundan sonra da birleşeceğini ben düşünüyorum. Zaten son bir buçuk senedir kimse yazmazken yazan biriyim. Başkanlık Sistemi iki partili bir sistem ile olacak. HDP’ye kimlik siyasetinden dolayı oy verenler geri döndüler. Eylem çağrılarına destek verilmemiş olması da HDP’nin itilmiş olduğunu, siyaseten söyleyecekleri pek bir şey olmadığını düşünüyorum.

‘’Kürt siyaseti açısından birileri çıkıp yeni bir parti kurabilir’’
Kürt siyaseti açısından birileri çıkıp yeni bir parti kurabilir. HDP, Kürtlerin temsilcisi değildir. HDP’nin temsilcisi emperyalistlerdir. Emperyalistler ne derse onu yapıyorlar. Başarılı oldukları bir dönemde hendekleri kazmaları, böyle bir eyleme kalkışmaları hiçbir akılcı ve rasyonalist siyasetçinin yapacağı şeyler değildi. Başkanlık ile ilgili ciddi mesafe kat edildi.

‘’Başkanlığın da ciddi anlamda gelebilmesi için kamuoyunun FETÖ ile mücadeleye inanması, burada ciddi bir tasfiyeyi görmesi gerekir.’’
Başkanlığın da ciddi anlamda gelebilmesi için kamuoyunun FETÖ ile mücadeleye inanması, burada ciddi bir tasfiyeyi görmesi gerekir. Belediye başkanının, il başkanının, bölge milletvekilinin, onlarla iş tutup, onlarla ortaklık yapıp, onlarla para kazanıp, haksız yere onlara arsa tahsis ettiği ortaya çıkarsa…

‘’ Tamamen takiye icabı yaptıklarını düşünüyorum’’
Hatta bizden daha ileri düzeyde FETÖ’cülere karşı söylem geliştiriyorlarsa, gerçekten inandıkları için yapıldığını düşünmüyorum. Tamamen takiye icabı yaptıklarını düşünüyorum. Bir belediye başkanımızın oğlu ATO başkanlığına soyunuyor. Yok mu sizden başka Ankara’yı yönetecek ya da başka yeri yönetecek insanlar? Birilerinin bu tip masonik yapıların içinden gelenlerin bu milletin yakasından düşmesi, ellerini çekmesi gerekir ki, bu millet gerçek anlamda sivil siyaset üretebilsin. Artık siyaseti dizayn edenlerin de bunları çok net görmeleri gerekir.

15 Temmuz ile birlikte milletin askere ve AK Parti’ye bakış açısında ne gibi değişiklikler oldu?

15 Temmuz ile birlikte güvenlik alanında birçok değişiklik oldu. Asker, terör unsurlarıyla gerçek anlamda mücadele etmiyordu. Polis, gerçek anlamda istihbarat toplayamıyorken şimdi Süleyman Soylu’nun içişleri bakanı olmasıyla birlikte, FETÖ’cülerin asker ve polisin içinden tasfiye edilmesiyle birlikte bakın ÖSO’ya destek vererek ciddi bir rahatlama sağlandı. Eylem hazırlığı içindeki teröristlerin yakalanması sağlandı. Bunlar çok geç kalmış tasfiyelerdi.

‘’Göstermelik birkaç görevden alma oldu’’
17-25 Aralık’tan sonra Erdoğan’dan başka hiçbir irade başarı gösteremedi. Göstermelik birkaç görevden alma oldu. Ancak gerçek anlamda tasfiyeler 15 Temmuz itibariyle başladı. Mağdur edebiyatıyla bu işi sulandırmaya çalışanların da itibar görmediğini görüyoruz. Bunun yanından 15 Temmuz ile birlikte millet bunların gerçek yüzünü net olarak gördü. Çok stratejik kurumlarda FETÖ’cüleri belirleme görevi yine FETÖ’cülere verildiği için gerçek anlamda başarı sağlanamıyor.

Hangi kurumlar bunlar?

MİT’in ilgili dairelerinde bunların tasfiye edildiğini söyleyebiliriz. Bakanlıklar ile ilgili isim vermem doğru değil. Ama hibe dağıtan kurumlardaki FETÖ’cülerin dağılımlarına baktığımız zaman -emniyeti saymıyorum-, orada ciddi anlamda varlardı, tasfiye edildiler, hala ediliyorlar.

‘’Akademide gerçek anlamda temizlik yok‘’
Akademi dünyasında kripto olanlar var. Akademi FETÖ anlamında kirli ve bu kirliliği muhafaza ediyor. Örnek vereyim, Hacettepe Üniversitesi’nde geçmişte haksızlığa uğradım, problem yaşadım. FETÖ’cü bir grup hakkında hiçbir işlem yapılmadığını aldığım bir duyum üzerine yöneticisine şikayette bulundum. ‘’Bu kişi hakkında yeterli şikayet almadık’’ şeklinde cevap aldım. Söylediğim şahıs, FETÖ’cülerin kamu üniversitelerine yerleştirilmesinde onlara haksız kazanç sağlama noktasında birçok eylem yaptığını, hayalet yazarlık yaptığını bildiğim birisi. Demek ki akademide gerçek anlamda temizlik yok.

17-25 Aralık’tan sonra cemaatçiler Bank Asya’ya para yatırmaya devam ettiler. Cemaatin hala masum olduğunu düşünen cemaatçiler var. 15 Temmuz’un ardından FETÖ tabanında kopmalar oldu mu?
Çözülme oldu ancak yeteri kadar olduğunu düşünmüyorum. Birçoğu da tedbir amaçlı cemaatten çıktığını söylüyor.

Bakanlardan biri 17-25 Aralık’a kadar cemaatte olup sonrasında çıkan devlet memurlarının pasif birimler oluşturularak orada istihdam edileceğini açıklamıştı. Cemaatte olup da hiçbir olaya karışmamış kişilere yönelik böyle birimlerin açılması doğru bir siyaset mi?

Doğru bulmuyorum! 17-25’in de milat olmasını doğru bulmuyorum. Benim hakkım yenerek birçok eylem yapmış bir örgütten bahsediyoruz. Böyle bir şey kabul edilemez. Bunları söyleyen siyasetçileri başbakan ve cumhurbaşkanı da dahil, bu millete karşı sorumlular. Sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekiyor. Erdoğan’ın arkasında ölüme gitmeye hazır insanlar var. Erdoğan’ı yanlış yönlendiren birilerinin olabileceğini düşünüyorum.

Adil Öksüz gözaltına alındığında elde sabit deliller olduğu halde serbest bırakılması, tırnak içinde ‘’yakalanamaması’’ , arandığı halde bulunamaması, üst düzey FETÖ’cülerin ortaya çıkarılamamasının yanında basın-medya, siyaset, şehir yapılanmasında üst düzey sorumluları kimler olduğunu bilmiyoruz. Basın ve medya camiasında ‘’imam’’ olarak geçiyor ancak imamlık dini bir değerdir. Ben bu ifadeyi kullanmaktan imtina ediyorum. Zira dini değerlerimizin içini boşalttılar. FETÖ yapılanması bir takım kişiler tarafından hala korunmaya devam mı ediliyor?

Kesinlikle. Bizim için ne kadar önemli kavramlar varsa bu yapı hepsinin çini boşalttı. Herkes farklı şeylere inanabilir. Herkesin tarihinde farklı karakterler vardır. Türkler için Ergenekon önemli bir destandır. Ama Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında Ergenekon bir destan olarak değil, kötü bir olay olarak anılmaya başlandı. Bu ülkenin vatandaşlarının tarihi bağını koparmak gibi bir misyonu olduğu için tarihle bağını kopardılar. Bunun bedelini hep birlikte ödeyeceğiz ve acı sonuçları olacak. Olan da bir hayır vardır. Bu şer durumun ne olduğunu görmek, daha kötüye gitmeden bu işi bitirmek adına iyi olduğunu düşünüyorum. Şehit verdik, kayba uğradık. Ama elbette bir ağacı budarsınız daha güçlü çıkar.

Geçtiğimiz günlerde MİT kaynaklı bir bilgi basına yansıdı. Bu bilgiye göre Adil Öksüz, Sakarya’dan alınarak İncirlik Üssü’ne götürülmüş ardında bir kargo uçağı ile ABD’ye gönderilmiş. 15 Temmuz’un görünürde bittiğini ancak devlet kurumlarının içerisinde hala devam ettiğini söyleyebilir miyiz?

Darbe girişiminin ekonomik olarak devam edebileceğini hala söyleyebiliriz. En kritik anda Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasına vesile olan hakim ile ben daha önce bir vesile ile tanışmıştım ve kendisinin okuyucu cemaatinden olduğunu söyleyen birisiydi.

Bu okuyucu dediğiniz Nur Cemaati mi?

Evet. Hasta bir ablamızın evinde ‘’hastalar risalesi’’ okudu. Baktığımız zaman çok mübarek adam görüntüsü içerisindeydi. Hala onun da manipüle edildiğini söylüyorlar.

Nur cemaati aslında FETÖ ile işbirliği mi yapıyor?

Tahrif durumlarından dolayı birçoğu FETÖ ile düşman durumunda. Dolayısıyla böyle bir şeyi iddia etmek haksızlık olur. Benim söylediğim ya kripto olabilir ya da bana söylenen hakimin çok uzun süre uykusuz kaldığı ve benzeri gibi şeyler var..

Referandum olursa oy potansiyelinin yüzdesi ne olur?

Başkanlık Sistemi, MHP-AK Parti tabanında ciddi bir uzlaşının olduğunu görüyoruz. Bu uzlaşının süreceğini düşünüyorum. Bununla ilgili yeni bir araştırmamız olmadığı için bir şey söyleyemem ama darbe girişimi öncesinde yüzde 50’nin üzerindeydi. Darbe girişimi sonrası sosyal demokratlar içerisinde de başkanlığa destek vermeye başlayanlar oldu.

’Nasıl bir başkanlık olacağı konusunda karşımıza neyin çıkacağı da önemli’’
Cüz i miktarda ama önemli. Yüzde 60’ın üzerinde olacağını düşünüyorum.  Nasıl bir başkanlık olacağı konusunda karşımıza neyin çıkacağı da önemli. Türkiye için Başkanlık Sistemi gerekli. Güçler ayrılığının güçlü kurgulanması gerekir. Ülkemizin, ümmetin umudu Erdoğan’dır. Allah O’na uzun ömürler versin. Erdoğan’ın yerine gelecek kişinin de bu sistemi suiistimal etmeyeceği bir sistem geliştirilmesi gerekiyor.

Erken seçim gerekli mi?

Çok gerekli! Ben bekliyorum. Çünkü anladığım kadarıyla AK Parti kendi içindeki FETÖ ile irtibatı olanları temizleyemeyecek. Bu iradeyi gösteremeyecek. Bunun için de seçimin yapılması gerekiyor.